"-Ne güzel bu duyguları sana yaşatan Rabbimize, gören bilen gözüne gönlüne, Käbe'ye kimi gider yüreğinde Kâbe olur, kimi gider gördüğüyle kalır, Kâbe'sini orada bırakır gelir. Kalbin Kâbe gibi temiz olsun evladım, kalbin Kâbe gibi temiz olursa dostların da öyle olur. Rabbin ne güzellikler sunar sana elbet, gördüm ki kula erişmiş hakkın çağrısı, bir çiçek gibi açtın evladım sen, birdenbire bir goncagül gibi, boynunu hiç bükme, nasıl ki toprağa su verdikçe çiçek boynunu dik tutar ve o güzel yapraklarını rengarenk açar, sen de bedeninin suyunu bol verenlerden ol evladım, girdiğin bahçeler gül koksun, sen de o güllerden olasın, gülünü ve bahçeni hep sev, sen severken dikenler batabilir bazen. O batan dikenlere takılma, bir cımbız yeter onu söküp almaya, yeter ki sen o cımbızı tutmasını bil..”
Ne der Şemsi-i Tebrizi: 'Şu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol… Menzilin daima yokluk olsun. İnsanın bir çömlekten farkı olmamalı. Çömleği sağlam tutan dışındaki şekil değil içindeki boşluktur. İşte tıpkı bunun gibi insanı da insan yapan şey, benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.'
Reklam
Hangi halde olursan ol, ya da seni sevmeyen kişiler olsa da, sana yol gösteren “Başkalarına katkıda bulunuyorum” yıldızını gözden kaybetmediğin sürece yolunu şaşırmazsın ve ne istersen yapabilirsin. Sevilsen de sevilmesen de buna aldırış etmezsin ve özgürce yaşarsın. O zaman, burada be şu ânda içtenlikle dans edelim ve içtenlikle yaşayalım. Geçmişe de geleceğe de bakmayalım. Her ânı tam bir an olarak dans gibi yaşayalım. Kimseyle rekabet etmemize gerek yok ve varış noktasına da ihtiyaç yok. Dans ettiğin sürece, zaten bir yerlere varırsın. … “Ben” değişirse, dünya da değişir. Yani dünya sadece benim tarafımdan değiştirilebilir ve onu benim için başka kimse değiştiremez. Adler psikolojisini öğrendiğimden beri gördüğüm dünya bir zamanlar bildiğim dünya değil.
Sayfa 284Kitabı okudu
… çok doğru +37
“Şu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol menzilin daima yokluk olsun insanın bir çömlekten farkı olmamalı çömleği sağlam tutan dışındaki şekil değil içindeki boşluktur işte tıpkı bunun gibi insan da insan yapan şey benlik zanlı değil hiçlik bilincidir”
Sayfa 41 - Şems-i TebriziKitabı okuyor
" Hayat böyleydi demek; bu kadar nahif ,bu kadar hassas bir yürek,sen git Abbas Bey'e âşık ol! Kimseler kalmamış gibi onu sev,ona tutul! Tüm yaptıklarına rağmen bir ömür vazgeçme, sabırla bekle ve tam kavuşmuşken çekip git şu üç günlük dünyadan. Hep mi bir vefasızı, bir vurdumduymazı severdi ince ruhlar? Hak etmeyene,kadir kıymet bilmeyene, kendinden başkasını düşünmeyene meylimiz nedendi? Tüm varlıkları ile bize gelenler hızla gözden düşerken ilk tökezlemede en kolay onlar feda edilirdi. Dokundugumuz kadar gizemsiz, yaklaştığımız kadar yavan, üzerimize titredikleri kadar sıradan olanlar. Gitmek isteyenler, gidenler ve hattâ hiç dönmeyecek olanlarsa uzaklaştıkça güçlenir, gittikleri kadar güzelleşir,ulasamadığımız kadar büyürlerdi . Onlar hep tutkuyla beklenirlerdi. Gözleri kamaştıran altın yaldızları ve parlak simleri, çoğu zaman derin hasretlerle bekleyislerin ardından gelen kavuşmalarda solup giderdi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.