"Şu numaralı kanunu hemen bu şekilde değiştirerek bana metnini müstacel telgrafla bildiriniz." Bir kumaş bile bu kadar kolay ısmarlanmaz.
Gecenin bu saatinde kibar adamlar yalılarda, köşklerde ve kasırlarda uyuyup rüyalarında cariyelerin peşlerinde koşarlarken sizler, uyanık olarak buradasınız. Çünkü kan dökülmesi gerekiyor. Dilerim ki, dökülen sizin kanınız olmaz. Biliyorum ki, döktüğünüz kanı siz değil, yalılarda yaşayan ve şiir yazıp sizi hakir gören nazik adamlar içecektir. Kostantiniye'nin kibar insanları kanla beslenir, ama siz değil! Bu yüzden siz onlardan temizsiniz! Ancak kan görünce bayılan ve vahşetten nefret eden bu beyzâdeler, sizleri daima ayaktakımı olarak gördüler ve göreceklerdir. Onların ruhlarının ve vicdanlarının temiz olması için, bizzat sizler, ellerinizi çamura sokacaksınız. Getirdiğiniz ganimetin neredeyse hepsi, bu kibar efendilerin kesesine girecektir. Ocağımızın kanunu odur ki, onların içmesi için sadece kan dökmeyecek, ayrıca şu koca Konstantiniye'nin sokaklarında dönüp sizin suratınıza bile bakmadıkları zaman onlara tahammül de edeceksiniz! Şairler mersiye, destan, gazel yazacak. Ne ile mi? Mürekkeple değil elbette! Kanla yazacaklar ve ünlerini ebediyete kadar sürdürecekler! Sizden istenen de bu: Konstantiniye'ye kan getirin!
Reklam
Yakın gelecekte gerçekleşme ihtimali bulunan tüm olayları şu andaki bilinç halimiz belirler.
Sayfa 66 - KORİDOR YAYINLARIKitabı okudu
Günümüz Türkiye ektedir
"Hayır, hayır hiç de o yüzden değil," dedi Porfiriy. Konu şu ki beyefendinin makalesinde bütün insanlar bir tür 'sıradan olanlar' ve 'sıradan olmayanlar' diye ikiye ayrılıyor. Sıradan insanlar uysalca yaşamak zorunda ve kanunu çiğnemeye hak sahibi değil, çünkü anlıyorsunuz ya,onlar sıradan.Ama sıradan olmayanların her suçu işlemeye ve kanunu her şekilde çiğnemeye hakkı var, sırf saradan olmadıkları için. Böyle değil mi, eğer yanılmıyorsam?"
Sayfa 321Kitabı okudu
KARA KEMAL
Bir de şu var, İttihat ve Terakki'de hırsız yoktu, ta sonuna kadar. Mesela Kara Kemal'in elinde cemiyete ait milyonlar var. Kendisi sigara tiryakisi, ay sonunda parası bitiyor. Cemiyetin parasına elini sürmek yerine arkadaşından borç alıyor. Kara Kemal öyle yanlış anlatılmıştır ki. Kemal Tahir'in Kurt Kanunu adlı romanında tasvir ettiği Kara Kemal uydurmadır, malzemeye getirdiği yorum da kötüdür.
Sayfa 97 - İnkılapKitabı okudu
Bir Hızır Öğretisi
'En çok neyin sohbetini yapıyorsan hayatının en ağır imtihanları oradan olacak' Su Kanunu
Sayfa 210 - FenomenKitabı okudu
Reklam
Geçtiğimiz günlerde Abhazya'da bir seyyah ölmek üzere olan yabani bir hayvana rastlıyor ve ona yardım etmeye çalışıyor, yanında da yaşlı bir kadın var. Yerel halktan Abhaz bir kadın şöyle diyor: "Artık hayvanı rahat bırak. Bırak ki rahatça can versin." Bizim gezgin turist illa ona yardım edeceğim diye tutturuyor. Kadın şöyle diyor:
Sayfa 103Kitabı okudu
İbn-i Halduncu söylem daha çok post-modern değil modern söylemle örtüşür. Yakından bakıldığında Comte'nin "metafizik, teolojik, pozitif dönem, üç hal kanunu" kavramları, Marx'ın "alt yapı, üst yapı, sınıf çatışması, emek" vb. kavramlarıyla İbn-i Haldun'un "mülk, asabiyet, bedevilik, hadarilik, ümran"
Su yüksek yerlerden alçak yerlere doğru akardı. Yerçekimi kanunu böyleydi. Duygular da yerçekimine göre hareket ediyordu... Gerçekler ortaya çıkmak isterdi.
Sanığa karşı yapılan muamele, insanın insanlığına duyulan saygının ölçüsünü ortaya koyar. Yoksa insanlığın ölçüsü, efendinin efendiye veya denk kişilerin denlerine davranışı değildir. Çünkü bu gibi durumlarda bizzat insanlığa saygı duymanın dışında kalan birtakım faktörler rol oynar. Gerçek şu ki, zayıfa karşı yapılacak muamele zayıflığının sebebi ne olursa olsun, ister sanık gibi zayıflığı geçici, isterse de fakir, miskin, yetim ve benzeri durumlar gibi sürekli olsun işin gerçek yüzünü ortaya çıkartır. Çünkü bu gibi durumlarda kuvvet, zaafa karşı zorbalığa teşvik edici bir özelliğe sahiptir... İşte buna rağmen kuvvetli, kuvvetli oluşunun sebebi ne olursa olsun, isterse bir makam sahibi kimsenin durumunda olduğu gibi geçici veya başka bir sebeple sürekli olsun zayıf kişiye eziyet etmekten, baskı yapmaktan ve onu küçük düşürmekten uzak durmasının temeli sadece insani duygulardır ve sadece insana saygı duyduğu için öyle yapmaktadır.Eğer onu, zayıfa kötü davranmaktan alıkoyan sadece kanun ise bilinmeli ki kanun kendi muhtevası içerisinde insanın insanlığa saygı duymayı da taşımaktadır. Hatta kanunu uygulayanlar insanlık duygusundan mahrum kimseler olsa bile bu böyledir.
Sayfa 286 - İşaret yayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.