Kitabı yaklaşık beş günde bitirdim. Bunu söylüyorum çünkü okuması keyifli ve akıcı oldu. Karakterlerin bildiğimiz haliyle gerçek birer isimleri yok. Her birini dış özelliklerinden yahut anlatı içerisinde gelişen bir iki ayrıntıya istinaden verilmiş lakap/mahlasları var. Doktorun karısı, koyu çerçeve gözlüklü kız, eczacı, 1.körün karısı vs isimler.. diyaloglar virgülle birbirinden ayrılmış. Okumayı zorlaştırır gibi görünsede akıcılığı bozmuyor. Olay akışı sırasında yazar "-" tire imleçleriyle bazen açıklama bazen espri bazen rahatsız edici şeyler söylüyor. Bazı kısımlarda yazar kendisini öylesine kaptırmış ki, cümlelerin ağırlığı/anlamı okurken müthiş keyif verirken hepsini sözcük sözcük ezberleme arzusu doğuyor. En azından ben böyle hissettim :) körlerin dünyasında güllük gülistanlık bir hayat, temiz bir hava, yaşayan her canlının ağzında hayat sevinci ve yüzlerinde berrak bir gülümseme olmayacağından bu roman bir hayli karamsar. "Biz yaşayan gören körlere" mesajı var ve bunu vermek için bir hayli içimizi kararttıktan sonra "göğe bakalım" deyip bir topuk selamıyla kendi hayatlarımıza bırakıp gidiyor abi.
Yolu açık olsun :) severek okuduk..