Geçen bir arkadaşla oturuyoruz, canını sıkan bir konudan bahsedip ‘düşününce kalbim sıkışıyor, panik atak nöbeti geçiriyorum’ dedi.
Zaman zaman hepimiz yaşarız ya hani; bunalırız, daralırız, yüreğimizi sıkıştırırız. Öyle bir haldeydi.
Dedim ki; benim böyle durumlar için üçü bir yerdem var, yüreğime takar rahatlarım.
O ne ki, dedi. Dedim üç dua, üç çıkış yolu, üç deniz feneri...
• İlki Hz.İbrahim’den, diyor ki;
Allah’ın Halili ‘Düştüğün yer ateş olsa, sen onu gül bahçesine çevirebilirsin. Bak duası şu, al tak yüreğine:
Hasbünallahü ve ni’mel vekil (Ali İmrân 173)
Sonra;
• Hz.Yunus aleyhisselam konuşuyor Diyor ki; hatalar yapıp balığın karnına düşmüş olabilirsin.
Çıkış yolunun anahtarını al eline. De ki: ‘Lâ ilahe illa ente subhâneke înnî küntü minez zalimîn’. (Enbiya 87)
Şimdi sıra;
• Hz. Musa aleyhisselam da, diyor ki;
‘Derdin ne olursa olsun dermanı Allah katındadır, uzan O’na şöyle de; ‘Rabbî inni limâ enzelte ileyye min hayrin fekîr. (Kasas 24)
Ne zaman dara düşsem bu üç duayı coğaltır, ferahlarım.
Size de verdim bu üç pırlantayı, buyrunuz takınız yüreğinize, ferahlarsınız...