Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dediğiniz bir kitap
Öğüt veren kitaplarla didaktik kitaplar karıştırılıyor. Didaktik, yani bilgi veren metinler bizde çok az. Keşke daha çok olsa. Bizde çok olan şey, öğüt veren kitaplar. Öğüt sıkıcıdır; kendi deneyimlerimizden çıkardığımız sonuçları çocuğa otoriter biçimde aktarmış oluyoruz. Çocuk, öğüt verildikçe kendisini suçlu hissediyor. Kaşağı hikâyesi, en iyi örneklerden biridir. Çok iyi bir hikâyedir ama hikâyeden "Yalan söylersen kardeşin ölür!" gibi bir sonuç çıkıyor. Bu durum, çocuğa ağır bir suçluluk duygusu yüklüyor. Çocuğu her yaptığı harekette suçluluk duygusuna sevk eden öğüt verici kitaplar, travmatik etkiler yaratıyor. Oysa çocuk, bir metni okuduğunda özgürleşmeli.
"Ucuz adamlar değildik, ne kadar hor ve hakir görülsek de bu köhne niyetlere aldırış etmemek lazımdı. İstedikleri buydu, bizleri kırmak; içimizi tamamen boşaltmak, hiçbir işe yaramayan, düşünemeyen, hissedemeyen ve çaresiz, sessiz insanlar olmamız. 'Bu ikiyüzlülerin istedikleri aptal olmamız, her istenileni yapmaktı.' Bizleri yetiştirdiler, suçlu olmamızı sağladılar ve şimdi de yutmaya çalışıyorlar... hançer olup saplanmalı göğüslere! Biz bu dünyaya sizin köleniz olmak için mi geldik!" D.p -baskı altında-
Reklam
Büyüklük bende kalsın diye diye suçlu olmasakta özür diledik kimi insanlardan. Ama kimse bizim için öyle şeyler söylemedi.
Her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. Sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün çabuk unutursun. Bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini sorumlu, suçlu saymasın çünkü suç yok yalnızca ırmağın akışına bir müdahale söz konusu! *** Nilgün Marmara
"Bir kadını ağlatan bir erkekten daha kötü tek şey, bunun için kendini suçlu hissetmeyen bir erkektir." - Julia Quinn
Suçlu hissetme bir kez daha sil baştan başladığın için
Reklam
Sevdiği kadını ağlatan erkekten daha sevimsizi, ağlattığı halde kendini suçlu hissetmeyen duygusuz erkektir. [ Güven Taşdemir ]
Roma hukukundan; ‘‘ Judex damnatur, cum nocens absolvitur. ’’ Suçlu olan biri aklandığı zaman, yargıç hüküm giyer.
28 yaşıma kadar öğrendiğim en önemli şey
Kimse için fazla mücadele etmeyin hep emek verdim aileme dostlarıma is yerinde arkadaşlarıma işime yeri geldi mesai yaptm izinsiz çalıştım ailem dostlarım için fedakarlık yaptm ama sonunda noldu 1 kere hayır diyince suçlu oldum velhasılı kelam insanların dediğini yaptığınız sürece seviyolar biraz yorulup 1 kere hayır diyince en kötü siz oluyorsunuz kıymayın kendinize...
İnsanı kendine kırdırıp, başkalarının konuşmasına ortam hazırlayıp sonra suçlu durumuna sokan zihniyetinize şampanya patlatacağım 🍾
Reklam
Toksit insan nasıldır, biliyor musun?
Önce seni, düşüncelerini görmezden gelir. Yokmuşsun gibi davranıp tahrik eder. Yetinmez , benliğine hakaretler savurur. Sen onun seviyesine inmek zorunda kalınca da zarafet, erdem ve ilişkiler üzerine dersler verir. Psikolojik olarak seni kendi seviyesinin altına çeker ve gayet sakin bir şekilde üzerine çıkar, ezip geçer. Nihayetinde ilişkide tek suçlu senmişsin gibi hissettirir ve sen de ayna karşısında kendini sorgularken bulursun.
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.