E S

E S
@sucugum
Cevher
Cevher ebedî sessizliğe teslim olmaya başlamış bir sada ile: -Çünkü seni seviyordum... Zararı yok... İlk gördüğüm zaman, senin gözlerin kalbimde öldürücü yaralar açmıştı... Zaten yaşayamazdım...
Sayfa 117 - Bilge Kültür Sanat YayınKitabı okudu
Reklam
Celal
Bu fani hayatta ebedî olmaya değer ne kadar an ve saniye vardır? Semada Seher renkleri, yeryüzünde altın renkli bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuşların ahengiyle alkışlanan ilk aşk busesi, ebedî olmaya layık değil midir?
Sayfa 65 - Bilge Kültür Sanat YayınKitabı okudu
Dilber
Fakat hiç ağlamıyordu. Ağlamak uğradımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan gücün son bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o gücün de yok olduğu vakitlerdir ki, onun yerine geçen tesirli bir sükûnet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha gönül yakıcıdır.
Sayfa 30 - Bilge Kültür Sanat YayınKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neriman
Ah,insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar, tam- onun gibi duysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İllâ ki zıdddiyetler, öfkeler, yanlış anlamalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hâkim olmak arzuları...
Sayfa 87 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Dönüşüm
“Şimdi ne olacak?” diye sordu kendi kendine Gregor ve karanlıkta etrafına bakındı.Bir an sonra artık hareket edemediğini fark etti.Bu durum onu hiç şaşırtmamıştı.Asıl şaşırtıcı olan bunca zaman boyunca bu küçük,incecik bacaklarla hareket edebilmiş olmasıydı. Diğer yandan , kendini şimdi daha iyi hissediyordu. Tüm bedenin acı içerisinde olduğu doğruydu ama ona öyle geliyordu ki, acıları kısa süre içerisinde hafifleyecek ve en sonunda tamamen dinecekti. Sırtındaki çürük elmayı ve etrafındaki, üzeri bir toz tabakasıyla örtülmüş bölgeyi neredeyse hiç hissetmiyordu bile. Aklında derin bir sevgi duyduğu ailesi vardı şimdi. Yok olmayı, kız kardeşinin kendisi için istediğinden daha çok istiyordu. Saat kulesi saatin üç olduğunu haber verene kadar bu boş ama huzur verici düşüncelerle oyalandı durdu. Pencereden günün ağarmaya başlayışına tanıklık etti bir kez daha. Ve son nefesi burun deliklerinden yavaşça çıkarken istemsizce önüne düşüverdi başı.
Sayfa 82 - Panama YayınKitabı okudu
Reklam
Reklam