“Ancak Nehlüdov’un içinde tek gerçek, tek güçlü ebedi, o özgür, manevi varlık çoktan uyanmıştı. Artık ona inanmıyor gibi davranamazdı. Olduğuyla olmak istediği arasındaki mesafe ne kadar büyük olursa olsun, uyanan manevi varlık için her şey olanaklı görünüyordu. “