Tolstoy bu kitabında yıllardır kurduğu bir din hayalini anlatıyor. Mülkiyet, toprak, kadın, günah, suç, masumiyet vb. kitabın temel kavramları. Roman bir mahkeme salonunda başlıyor. Bir günahkârın tövbesi ile gelişen olaylar akışı hakim. Ana karakter Nehlüdov. Katyuşa ile yasak ilişkisinden ve bu nedenle onun genel eve düşmesinden doğan vicdan azabı işlenmiş. Kitapta olağanüstü sosyolojik analizler mevcuttu. Nehlüdov hapishane de ki sisteme karşı çıkıyordu. Binlerce insanın ya suçsuz yere ya da hafif suçlardan dolayı hapishane de yattıklarını görmüştü. Mahkemeler bu insanları gerçekten suçlu olanların arasına göndererek onlardan gerçek suçlu yaratıyordu. Döneminin adalet sitemini enine boyuna incelemişti. Aslında sorun insanların birbirlerini bağışlaması ile çözülecekti. Tanrı' nın yasalarına göre hareket ederek suç kavramını ortadan kolaylıkla kaldırabilirdik. Insanlar yanlış yaptıklarında vicdan azabı duyarak farkına varabilirlerdi. Ama tersine insanlar birbirlerine kinle nefretle bakmaktaydı. Ve hapishaneler de bunun cabasıydı. Buradan çıkan insanları toplum tarafından damgalatıyor ve onları suç işlemeye sevk ediyordu. Kitabın sonunda bir dilenci ile karşılaşıyoruz. Ve Kitabı tamamen özetliyor:
"-Sorar mısınız, onun düşüncesine göre yasalara aykırı hareket edenlere karşı nasıl davranılmalı?
-Yasa! O, önce herkesi soyup soğana çevirdi, bütün toprakları, insanların tüm zenginliklerini ellerinden çekip aldı, ona karşı çıkan herkesi kırıp geçirdi, sonra da soymayın, öldürmeyin diye yasa kaleme aldı. Bu yasayı daha önce yazmalıydı."