Öncelikle harika bir kitaptı, dünya klasikleri içinde artı bir değere sahip mutlaka okunması gereken bir baş yapıt. Her zaman yaptığım gibi dünya klasikleri okumak bir keyif iken yorumlamak yada inceleme yazmak benim haddim değil... O kadar yetkin değilim...
Dünyanın nasıl meydana geldiği sorusunun gündeminde olmamasının asıl nedeni, sürekli önünde duran, dünyada nasıl daha iyi yaşanır sorusuydu. Hayvanlar ve bitkiler aleminde hiçbir şeyin yok olmadığı, sürekli olarak bir şekilden başkasına geçtiği, gübrenin tohuma, tohumun tavuğa, iribaşın kurbağaya, kurtçuğun kelebeğe, palamut tanesinin meşe ağacına dönüştüğü gibi aynı şekilde insanın da yok olmadığı, yalnızca değiştiğine ilişkin ona atalarından miras kalan, tüm toprakla uğraşan insanlara mal olmuş, o kesin, huzur veren inanışı ruhunun derinliklerinde taşıyarak öbür dünyayla ilgili hiç kafa yormazdı. Buna inanıyor ve bundan dolayı ölümün gözlerine cesaretle, hatta daima neşeyle bakıyor ve ona yol açan acılara metanetle katlanıyordu ama bu konuyla ilgili konuşmayı sevmez, beceremezdi.
Toprak ne satılmalı ne de satın alınmalı. Nedenine gelince, eğer satılabilir olursa bu demektir ki parası olanlar parayı bastırıp hepsini alabilir .Böylece topraksız kalanlardan da toprağı işleme hakkı için diledikleri kadar para isteyebilirler.