Yeni Türk gençliği! İnşaallah sen ve ben, birbirimize yeteriz! Şimdi sana soruyorum:
Ne gün birleşeceksin, yekpâreleşeceksin, madde aleminde, fizik bağlantıların mânâda en çözülmeziyle, atom atom birbirine kenetleneceksin?
Sana maya tutturmak, şekil vermek, seni, nâkilleri sökülmüş bir elektrik santrali halinde tarihinin ve cedlerinin ruh dinamosuna bağlamak için tam 28 yıldır, karanlık zindan köşelerinde, gaz sandığından farksız masalarda, döşemesi patlak idarehane koltuklarında kan kusarcasına çırpındık.
Nihayet sen, oldun! Allah'ın fazliyle oldun!
Oldun! Fakat kendi iç bünyende zümre zümre birbirine girmek gibi, şeytanî illetlerin en tehlikelisine düşmekten korunamadın!
Bugün aynı vatanın çocukları ayrıca birbirine girer ve kökünü dışarıda arayanlarla içeride kurtarmaya çalışanlar arasında, tam, kesin, en katı çizgilerle belirli bir cephe kurulurken, sen kendi öz safındaki yıkıntıları derinleştiriyor, yahut derinleştirenleri mazur görüyor, yahut da onları cinayetle suçlamak celâdetine uzak kalıyorsun!
Ne yapıyorsun!..
Bence en büyük haksız, haklıyken, karşı tarafın eteğine yapışıp, ona: "Gönüldaş! Ne yapıyorsun? Küfür topyekün üzerimize gelirken takındığın bu ayrılık ve aykırılık tavrı ne faciadır!" demeyendir!
Biz 20. Asrın sonuna doğru şöyle haykırıyoruz:
Müslüman Anadolu gençliği! Birleşiniz! Gerçek İslâmlığın bu sahada ruhu kurtarıcı ve muvazeneyi kurucu hakikatini bütün insanlığa arzederek, her haliyle yeni ve güzel örneği nefsinizde çizgileştiriniz, renklendiriniz, maddeleştiriniz! Ve dünyaya haykırınız: "Ben İslâmın gerçeğindeyim; ve gerçek İslâm bende!"