Merhaba sevgili okur,
Şükrü Erbaş’ın bu kitabı deneme türündeymiş. Şairden, ilk defa, şiir dışında bir tür okudum. Kitabın ismini çok beğendim, Aşık Veysel’in “Çırpınıp içinde döndüğümüz deniz.” sözlerine atfen seçilmiş.
Şükrü Erbaş’ı, okurunun anlatamadıklarını anlatması, bilip söyleyemediklerini söylemesi, hissedip açığa çıkarmadıklarını gün yüzüne çıkarması sebebiyle çok seviyorum.
Kitaptaki denemeler çeşitli konulara değiniyor. Neşet Ertaş ve Behçet Necatigil’den bahsettiği çalışmalardan çok keyif aldım. En sevdiğim çalışmalar “Gönül yorgunluğu” ve “Ellerimiz bir su gibi” oldu.
Ayrıca,Türk edebiyatı mı Türkçe edebiyat mı, sorusunu tartışıyor. Etnik köken açısından düşüncelerinin bir kısmına hak verilebilir belki ancak geniş çerçeveden, dünya edebiyatı çerçevesinden, baktığımızda manasız geldi bana. Dil açısından baktığımda da aynı kapıya çıkıyor kanımca. Ben Türk edebiyatı demeye devam edeceğim efenim, bunu söylemekten rahatsız olana da zorla söyletecek değiliz. Yalnız aynı hassasiyeti Rusça edebiyat, Fransızca edebiyat, İlgilizce edebiyat… (yazarken bile garipsedim) derken de gösterecekler mi merak ediyorum açıkçası.
Günün sonunda Şükrü Erbaş’ın şiirlerini denemelerinden daha fazla sevdiğimi söylemeliyim. Umarım biz okurlarını nice güzel şiirleriyle buluşturmaya devam eder.
Herkese keyifli okumalar olsun efenim…