Araplarla Anlaşma
Suriye ve Beyrut'ta Arap istiklali tellalları o kadar çoğalmış ve Hükümet o kadar zayıflamıştı ki, Beyrut'ta bazı küstahlar sokak köpeklerinin boynuna Vilayet Valisi'nin ismi olan “Ebubekir Hazım” levhasını asacak kadar cesaret gösteriyorlar, Şam'da Şükrü el-Asli ve Muhammet Kürt'Ali, Vali Mardini ve Arif Bey'in yanına korkmadan çıkarak, Arapça yazılmış bir dilekçeyi anlamadığı için 'Türkçe'sinin ilavesinin getirilmesini söylemek cüretinde bulunmuş olan Vilayet mektupçusunun, hemen Suriye dışına def edilmesini talep etmek gibi taşkınlıklardan çekinmiyorlardı. Bütün Suriye gazeteleri Osmanlı Hükümeti hakkında en şiddetli saldırılarda bulunmaktan çekinmiyor ve sütunlarını bilhassa Türk unsuru aleyhinde küfürlerle dolduruyorlardı. Trablusşamlı Şeyh Reşit Rıza Mısır'da yayınlamakta olduğu “Elnar” dergisinde İttihat ve Terakki erkânı ve umumiyetle Türk unsuru hakkında öyle şiddetli tecavüz lisanı kullanıyordu ki, bunları okuyup da Türk aleyhtarı olmamak imkânsızdı.
Sayfa 71 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Ne var ki, bunun Edirne'yi savunanlara yararı dokunmadı ve 24 Mart 1913 tarihinde kent teslim oldu.43 Osmanlı ordusunun yardıma koşacağı süre hesaplanarak, kentin surları kırk gün ile iki ay arasında bir kuşatmaya dayanacak biçimde yapılmıştı.44 Buna karşılık Edirne, Şükrü Paşa'nın cesur komutası altında altı ay direniş göstermişti. Osmanlı garnizonundan geriye kalanlar kentten Tunca nehriyle ayrılan Sarayiçi adlı küçük bir adaya hapsolmuştu. Oradaki eski bir Osmanlı sarayının yıkıntıları arasında 20 bin savaş esirinin hastalık ve açlıktan öldüğü söylenir.
Ankara ve İzmir suikastlerini unutturmaya çabalayanlar
O öldürülemediği için sevinci kursağında kalanlar o günün olağanüstü koşullarını masa başı komplolarıyla günümüze taşıyabilirler. İstanbul ve Ankara'da Şükrü ve Arif Beylerin evindeki toplantıları sanki Ankara polis müdürü organize etmiş, kendini öldürsünler diye tetikçileri İzmir'e sanki M. Kemal göndermişti. Yaz tatili için Karabekir sahillere hiç niyetlenmiyordu. Rauf Bey ve Adıvarlar Viyana'ya sanki tedavi için gitmişlerdi!. Sanki İzmir suikasti, hiçbir arkaplanı olmayan sıradan bir cinayet ve basit bir av partisiydi... Ziya Hurşid sanki Yakup Cemil'den daha az cesur, sanki milli kahraman ilan edilmeyecekti. Sanki Rüştü Paşa ve Arif Bey M. Kemal'e af mektubu yazmamış; ikbali kararmış İttihatçı şürekanın faili meçhul cinayetleri unutulup girmişti.
İzmir suikastından TCF üyelerinin haberleri vardı
10 Haziran 1926 Perşembe günü TBMM son oturumunu yapıyordu. Ertesi gün mebuslar dört aylık yaz tatiline girip seçim çevrelerine dağılacaklardı. Oturumun oylama çizelgesine bakılırsa, toplam üye sayısı 287 olan Mecliste 133 kişinin mevcut ve 154 kişinin gelmediği anlaşılır. Mecliste olmayanlar arasında şunlar göze çarpar: İstanbul mebusları Rauf Bey, Refet (Bele), İsmail Canbulat, Karabekir; Ankara Mebusu Ali Fuat Paşa, Erzurum mebusları Rüştü Paşa, Halet ve Münir Hüsrev Beyler. .. İzmit Mebusu Şükrü, Saruhan Mebusu Abidin, Tokat Mebusu Bekir Sami, Gümüşha­ne Mebusu Zeki, Sinop Mebusu Rıza Nur, Edirne Mebusu Cafer Tayyar vs. Bu isimlere dikkati çekmemezin nedeni, sayıları 25 civarındaki muhalif TCF mebuslardan Bekir Sami ve Ordu Mebusu Faik Bey dışında, hiçbirinin bulunmayışıdır.
Politikada şiddetli bir dönemece girildi. Sarayı destekleyenlerin bazılarının gözleri korkutuldu. Mithat Şükrü, teyzesinin kocası olan Manastır Valisi Hıfzı Paşa'yı arkadaşlarının faaliyetlerini İstanbul'a rapor etmemesi için uyardı. Enver, Selanik Genel Komutanı olan ve sarayın yerel güvenlik şefi olarak çalışan kayınbiraderi Yarbay Nazım'a karşı bir suikast girişimini onayladı. Bu olayda katil dışarıda beklerken, evinin açık bir penceresinin önünde Nazım'la konuşmakta olan İttihat ve Terakki üyesi İsmail Canbulat da onunla birlikte yaralandı.
'vesait-i sehile ile memleketine gidemeyecek bir yere gönderilmesi'
Yolda Beyrut'a uğrayıp Ali Fuat'a Makedonya'ya gitme planlarını anlattı. İşin en zor yanı Mustafa Kemal'in tayin çizelgesine 'vesait-i sehile ile memleketine gidemeyecek bir yere gönderilmesi' koşulunun eklenmiş olmasıydı. Eski dostlar yine yardımına koştu. Mareşal Hakkı Paşa'nın oğlu Haydar aracılığıyla İzmir'e seyahat etmek için bir izin belgesi hazırlandı. Mustafa Kemal daha önceden Selanik'teki topçu birliğinin müfettişi olan Şükrü Paşa'ya mektup yazıp, evini ziyaret etmek istediğini anlatmış ve yardımını istemişti. Sonradan Balkan Savaşı'nda, Edirne'yi savunarak ün kazanacak olan paşa, Ali Fuat'ın uyardığı gibi 'çok ünlü ve vatansever ama sultana sadık' bir askerdi ve herhalde rejime karşı çıkanlara yardım edecek biri değildi. Ama Mustafa Kemal aradaki ailevi dostluklara ve özellikle kısa bir süre sonra Şükrü Paşa'nın kızıyla evlenecek olan Ohri'li (günümüzde eski Yugoslav Makedonya'sında Ohrid kenti ) Kemal isimli eski sınıf arkadaşına güveniyordu.
Müslümanların Kahramanı
Aynı dönemde, Irak'ın İngiliz denetimindeki idaresi, Bağdat ve Basra'da kartpostal ve resimlerini taşıyan kibrit kurularının satışını engellemeye çalışmıştır. Tunus'ta yayımlanan Mürşidül-Umma gazetesi, Mekke'de İslam dünyasının liderliğine soyunan Şerif Hüseyin ile "Küçük Asya kahramanı"nı kıyaslayarak, ikincisinin Müslümanlara daha büyük hizmetler sunduğunu ileri sürmüştür. Lübnan'da ise 1922 yılı sonlarında üç bin Müslüman, özel olarak yaptırılan karakalem Gazi Mustafa Kemal Paşa portresini Ankara'ya gönderilmek üzere hürmeten başlarının üzerinde taşıyarak Beyrut limanına götürecektir.1923 Nisanı'nda Kudüs'te yapılan Siyonizm aleyhtarı gösterilerde de Müslümanlar, "Yaşa Mustafa Kemal Paşa" diye bağıracaktır
Sayfa 375 - Bağlam Yayınevi
Tuna nehri akmam diyor, Etrafımı yıkmam diyor. Şanı büyük Osman Paşa, Plevne’den çıkmam diyor.
"Kemal Bey, hükümeti devirmeye yönelik tertip edilen toplantıya merkez-i umumi üyesi olarak iştirak eder. Bu kapsamda 7 Ocak 1913'te Emin Beşe'nin evinde gerçekleştirilen toplatıya Talat Bey, Ziya Gökalp, Said Halim Paşa, Midhat Şükrü, Doktor Nazım gibi isimlerle beraber katılır. Bab-ı Ali Baskını , zabitler ve Kara Kemal'in kontrolündeki örgütlü esnaf olmak üzere iki kuvvetle gerçekleştirilir ve bu esnaflar civardaki kıraathanelere yerleştirilir. Baskın sırasında örgütlü esnafları kahvehanelere yerleştirip sokağa hakim olan Kemal Bey, dönemin tek ve yaygın haberleşme yeri olan posta ve telgraf idaresini işgal edip İstanbul'un iç ve dış haberleşme bağlantılarını kesme görevini icra eder. Hamallar Kethüdalığı görevini de icra eden Kara Kemal, 1913 yılında İttihat ve Terakki'nin İstanbul müfettişi olarak görevlendirilir.
Sayfa 26 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Takrir-i Sükün Kanunu'nun kabülünden yaklaşık bir yıl sonra kaleme alınan bir İngiliz diplomatik raporunda, “basının Mustafa Kemal Paşa'nın yüceltilmesi için” yeni yöntemler kullanmaya başladığına dikkat çekilmiştir. Belgeyi kaleme alan diplomata göre, gazete ve dergilerde reisicumhurdan bahseden makaleler, uzun süredir, 2. Abdülhamid devrinde sultan için kullanılan uslübu anımsatmaya başlamıştır. Ancak, yakın dönemde, tek amacı Mustafa Kemal'i abarulı şekilde methetmek olan, başka mesaj vermeyen bir yazım biçimi doğmuştur.2! Bu değerlendirme, fiili tek parti rejiminin 1925 sonrasında şekillendirdiği basının güçlü bir patrimonyalizm ilişkisi çerçevesinde çalıştığını ve firkadan ziyade lidere odaklandığını ortaya koymaktadır.
Sayfa 787Kitabı okudu
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.