Üvey babam Falih Rıfkı, Cumhuriyet ideallerine tam anlamıyla inanmış bir Kemalist olarak başladı meslek hayatına. Yazılarından ötürü, İstanbul hükümeti onu hapsetmişti. Beni görmek istediği için, Bekirağa Koğuşuna annemle gittiğimizi hayal meyal hatırlıyorum. Falih Rıfkı'yı demir parmaklıkların arkasında görünce, "ben babamı istiyorum" diye acı acı ağlamaya başlamışım; üvey babamın da gözleri yaşarmış. Bu durum, öteki siyasal mahkûmları da öyle duygulandırmış ki, daha sonraları çok sevdiğim meslektaşım Macit Gökberk'in babası Şükrü Naili Paşa, "ah, ne kadar da benziyor babasına!" deyip dururmuş. Oysa ben, kara saçlı kara gözlü esmer bir çocuk; Falih Rıfkı sapsarı saçlı, mavi gözlü bir genç adam.
ÇELİK İRADELİ ADAM
Bir gün İstanbul mebusu operatör Emin Bey evlenecek kız ve erkeklerin sıhhî muayeneye tâbi olmaları için kürsüden konuşuyordu. Muhalefet yapan İkinci Grup mebusları, genç kızlarımızı doktorlara muayene ettirmeyiz diye direnirlerken, Ankara mebusu Mustafa Kemal Paşa, kanun maddesinin lehinde konuştu. Buna hiddetlenen Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey, saç sobası önünde bulunan bir odunu Ata- türk'e fırlattı. Koskoca odun zabıt kâtiplerinden Ankaralı Hamdi Beyin ağzına çarptı. Dişleri kırıldı ve bayıldı. Bu olay karşısında serinkanlılığını muhafaza eden Atatürk'ün savunmasına devam ettiğini gördüm ve hayret ettim. Avni Bey donakaldı. İkinci olay da, her zaman kürsüden Atatürk'e sataşan Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey yine Atatürk'e hitaben "İnsanlar ayak tepmez." diye hitap etti. Yine Atatürk sustu. Celse dağıldı. Hırsını alamayan Şükrü Bey kapının yanında ta- bancasına sarıldı. Bu dehşetli tehdit karşısında Atatürk'ün; - Koy onu içeri, dediğini duydum. Meclisin içi karıştı, Ali Şükrü'ye sardılar. Bizi de dışarı çıkardılar. Atatürk ölüm karşısında bile böyle cesurdu. Bu çelik iradesiyle Meclisi idare edip kurucu ve kurtarıcı ve ileri olmuştur. Enver Behnan ŞAPOLYO⁸⁴
Reklam
Kitapta mevcut yalan veya yanlışların hepsini reddetmek isteseydik yazarın eserine yakın büyüklükte bir eser yazmak gerekirdi. Çünkü bu İngiliz Yüzbaşısı, örneğin, Şeyh Said isyanında Şark İstiklal Mahkemesi Reisi'nin Afyon Milletvekili Ali Bey olduğunu zannediyor. Yahut tıpkı bir romancı gibi, idam kararları verildiği gece Gazi tarafından elçilerin davetli bulundukları mükellef ve eğlenceli bir balo tertip olunduğunu hayal ediyor. Böyle bir balo verilip verilmediğini hiç olmazsa elçilerden sorup anlayabilirdi. Daha sonra Milletvekili Ali Şükrü Bey'i Topal Osman öldürdüğü zaman İsmet Paşa'nın Başvekil olduğunu yazıyor. Halbuki o zaman Başvekil Rauf Bey'di.
Enver'in eniştesi olan Selanik Merkez Kumandanı Nazım Bey'in hürriyetperver bazı subayların evlerine yaptığı baskınlar bir anda Talat ve arkadaşlarını yeni arayışlara itmişti. Sığınılacak yegane adres ise şehirde faaliyet gösteren Mason locasıydı. Loca, İtalyan hükumetinin koruması altında bulunduğundan oraya kimse ilişemiyordu. O yüzden masonluğu koruma kalkanı gibi kullanmak akıllıca bir fikir olabilirdi. Yakın arkadaşı Naki Bey'in teklifi, Şükrü Paşa'nın emrivakisi, Emanuel Karasu'nun aracılığıyla Mason oldu.
Sayfa 118Kitabı okudu
Demek bu savaş İslâmiyete karşı 20. asırda başlatılan bir Haçlı Seferi. Görüyor musunuz, size Müslüman olduğumuzu söylüyordum hep, bu da Avrupa'nın affetmediği tek hata.
İnanılmaz ...
Bazen istediğim her şeyi söyleyebilmek için şair olmak konusunda hakiki bir arzu duyuyorum. Ama basit bir asker olmaya karar vermem lazım. Ama bazen, şairâne hislerim tuttuğunda, en büyük kararları o zaman alıyorum, bu zamanlar zihin günlük hayatın küçüklüklerinden kurtuluyor.
Reklam
756 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.