"Allah aşkına, Türklerin ne kötülüğünü gördük?" diye sordu Muhammed. "Yıllarca onların esareti altında yaşadık. Sence bir millet için bundan kötüsü var mı? Çok şükür artık başkaldırdık. Yakın bir gelecekte hepsini buradan kovacağız." "İngiliz altınlarıyla mı?" dedi Muhammed buz gibi bir sesle.
Sayfa 356Kitabı okudu
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Reklam
Çok şükür sağsalim cumaya erdik Cuma aşkına Biz gönüller verdik Hayırlı sabahlar Hayırlı cumalar arkadaşlar
https://youtu.be/saWoU7MgO4Y
Çok Şükür Deli gönül, neyi özler durursun ? Acınacak dostun, cânanın mı var ? Dünya yansa yorganım yok içinde, Harap olmuş evin, dükkânın mı var ? Hatır, gönül bulamazsın birinde.
Kabus..
Gecenin dördüydü.. Telefon ısrarla çaldı. Renk duymamazlıktan geldi en başta. Ama inadına çalıyordu sanki. Kafasını yastığın altına soktu. "Hayır ya hayıır" diye inledi, huzursuzca. Kafasını çıkardı yastığın altından ve "Allah aşkına kimsin ya?" dedi. Telefonu aldı. Arayan Yekta'ydı. Bir an anlayamadı. "Hı?" dedi,
"Burda ne işim var?" Bu cümlenin öznesine, ân itibari ile ben yakışırım en çok. Önce ışınlanabilmeyi, sonra klonlanmayı, şimdi de görünmez olmayı istiyorum Tanrım! Bana bahşettiğin özellikler için şükür ama şimdi dilekler sunsam, gökten düşen elmalar yuvarlanmaz yanıma. Lambaları eskitmek zorunda mıyım çirkin bir cin aşkına?!
Reklam
“Demek küçük Scorpius bu,” dedi Ron alçak sesle. “Onu her sınavda mutlaka geç, olur mu, Rosie. Çok şükür ki zekanı annenden almışsın.” “Ron, Tanrı aşkına,” Hermione, yarı azarlar, yarı eğlenir bir edayla. “ Daha okula bile başlamadan onları birbirine düşman etmeye çalışma!” “Haklısın, özür dilerim,” dedi Ron ama kendine engel olamadan ekledi: “Ama onunla çok da iyi arkadaş olma, Rosie. Büyükbaba Weasley, safkan biriyle evlenirsen seni asla affetmez.”
Haydi hepsini geçtik. En felaketi geliyor: Şu diksiyon kirliliği ne Allah aşkına? Bütün defile, etraftan şu konuşmaları dinledim: Nabaaeerr? (N'aber?) Napıyosaaan? (Ne yapıyorsun?) Nasılsaaaan? (Nasılsın) Çak şükeaerr? (Çok şükür) Cannaaaam, çok şıksaaaan! (Canım, çok şıksın) Silam söölee, tımam maaa? (Selam söyle, tamam mı?)
509 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.