Bir başka misal: Türkçe'mizde öteden beri "rüya" mukaabili olarak kullanılmakta bulunan "düş" kelimesidir. Bu kelime "düş görmek" tarzında tam rüya karşılığında kullanıldığı gibi "düş kırıklığı" tâbiriyle "hayal" karşılığında da kullanılmaktadır. Rüya ile hayal arasında uzak da olsa, bir münasebet bulunmakla beraber, bunların her ikisinin aynı mefhum olduğunu söylemeye imkân var mıdır?.. Bizim bildiğimiz "sukut-i hayal" yahud "hayal sukutu" tabirlerinin yerine ikame edilmek istenen "düş kırıklığı" uydurmacasındaki "düş" ü "hayal" den başka türlü telakkiye imkân olmadığına göre, bütün bu kabil kelimelerle lisanın ne kazandığını îzah edebilecek bir dil donkişotu varsa beri gelsin!..
Sayfa 182 - SEBİL YAYINEVİKitabı okudu
"*Yana yakıla sevdiğim ne varsa hep sükut-u hayal.... Bana bakan o gözlerinde var ya yapayalnız kal...*" Ah, bi bakana bi gülene bi sorana bi sevene aldandım, Vah çekene vah! Bi kuru güle vaatlere saatlerce inandım, Bak gülene bak! Bi haine o zalime gitti gönül pişmanım....
Reklam
Hayal yapmıyorum ki sükut-u hayalden korkayım...Derecesi var kendimi daima kontrol ediyorum. Ümitlerimin asgari bir tahakkuk imkanı dairesini aşmamalarına bakıyorum, en azı istiyorum. Bütün cesaretim bu realist görüşümden geliyor.
sükut-u hayal
Ah bir bakana bir gülene bir sorana bir sevene aldandım Vah çekene vah bir kuru güle vaatlere saatlerce inandım
İnsan kâinatın kıymetdar bir meyvesi ve Sâni'-i Kâinat'ın nazdar sevgilisi olduğu, Mi'rac ile anlaşılmış ve o meyveyi cin ve inse getirmiştir. Küçük bir mahluk, zayıf bir hayvan ve âciz bir zîşuur olan insanı, o meyve ile o kadar yüksek bir makama çıkarır ki: Kâinatın bütün mevcudatı üstünde bir makam-ı fahr veriyor. Ve öyle bir sevinç ve sürur-u mes'udiyetkârane veriyor ki, tasvir edilmez. Çünki âdi bir nefere denilse: "Sen müşir oldun." Ne kadar memnun olur. Halbuki fâni, âciz bir hayvan-ı nâtık, zeval ve firak sillesini daima yiyen bîçare insana, birden ebedî, bâki bir Cennet'te, Rahîm ve Kerim bir Rahman'ın rahmetinde ve hayal sür'atinde, ruhun vüs'atinde, aklın cevelanında, kalbin bütün arzularında, mülk ve melekûtunda tenezzühe, seyerana ve cevelana muvaffak olduğun gibi, saadet-i ebediyede rü'yet-i cemaline de muvaffak olursun denildiği vakit, insaniyeti sukut etmemiş bir insan, ne kadar derin ve ciddî bir sevinç ve süruru kalbinde hissedeceğini tahayyül edebilirsin. Sözler - 583
Hayalperest olmayın. Hep sukut-u hayale uğrarsınız. Ayağınız yer tutmaz. Gerçeklerden kaçar kaçar hayallere sığınır, hayal kurduğunuz sürece de doyar, tatmin olur, ama başarmanız gereken küçücük işleri bile altedemezsiniz.
Reklam
244 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.