İnsanın hayatına, nefsine, dünyasına, bekâsına ve varlıklara karşı kalbinde beslediği muhtelif muhabbetler ve şiddetli alâkalar,gerçekte Allah’a muhabbet istidadının pırıltılarıdır. Hattâ, insanın muhtelif şiddetli hisleri, o muhabbet istidadının başka şekillere girmiş görüntüleridir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Bediüzzaman’ın ifadesiyle, kainattaki her şey bir kemâl (Olgunluk) sınırına ulaşmayınca hareketten geri durmamaktadır. Vücut (Varlık), kemâl istemekte; vücudun vücudu kemâl ile olmakta, kemâlin kemâli de devam ile vücut bulmaktadır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman devamla şöyle der: “İrşadın iktizâsındandır ki, havf ile recâ arasındaki muvâzene devamla muhafaza edilsin, recâ ile doğru yollara sülûk edilsin, havf ile de eğri yollara gidilmesin; ne Allah’ın rahmetinden me’yus, ne de azâbından emin olunsun.”
Sayfa 338Kitabı okudu
Celâli ve cemâli isimlerin irşad alemindeki tasarrufu çerçevesinde, teşvik ve sakındırma ile irşât; müjdeleme, uyarma ve korkutma ile de tebliğ yapılmış olur.
Sayfa 338Kitabı okudu
El-Alîm Allah’ın (c.c) herşeyi kuşatan ilmini, kainat üzerindeki belirtileri açısından ele alan Bediüzzaman, kainatta var olan hayat verme, vazifelendirme, vazifesine son verme gibi eşsiz değişikliklerin, nihâyetsiz iş ve eylemlerin ve sonsuz yaratma gerçeğinin, Cenab-ı Hakkın ilim dâiresinin genişliğini kör gözlere de gösterdiğini vurgular.
Evet, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar. İşaratü’l-İ’caz,s.196
Geri116
166 öğeden 161 ile 166 arasındakiler gösteriliyor.