Dünya denilen şu ormanda kitaplarım benim sıgınaklarımdır.
Sultan ll. Abdülhamid'in düşüşü bir despot veya tiranın düşüşü değil, bir halkın ve bir fikrin düşüşüydü. Bir saatte İstanbul değişti; din âlimlerinin anladığı, camilerde vaaz verilen, halkın manevi desteği, ordunun ilham kaynağı olan İslâm bir anda öldü; Hilafet, ulemâ ve Kur'an'ın hüküm ve ilhamı sona erdi. Sir Mark Sykes
Sayfa 9 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sultan II. Abdülhamid, onlara şu cevabı vermiştir: "Yahudiler, Osmanlı sınırları içerisinde Filistin hariç istedikleri yerde güven içerisinde yaşayabilirler. Osmanlı Devleti'nin kapısı tüm mazlumları açıktır. Ancak Filistin'de temeli din olan bir Yahudi devletinin kurulmasına asla izin vermeyiz. Göç ederek Osmanlı topraklarına gelen Yahudilere düşen, Osmanlı vatandaşlığına girmek ve imparatorluk sınırları içinde halka tatbik edilen kanunlara uymak olacaktır."
Ecdadını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca benzerler.
Sayfa 119Kitabı okudu
Abdülhamid'i anlamak demek, Peygamber Efendimiz rahatsız olmasın diye Medine-i Münevvere'ye giden tren raylarına keçe sardıracak kadar hürmetkar, ömrü boyunca abdestsiz imza atmayacak kadar dini bütün bir Padişahı anlamak demektir.
Yeni devletin telâkkileri gibi insanları da "modern" olacaktı. Örnek vardı: Avrupa... Her vesileyle kuyumuzu kazan, her fırsatta haçlı güruhunu üzerimize saldırtan Avrupa... Onun gibi giyinecek, onun yazısıyla yazacak, kendi kültür kaynaklarımıza sırt çevirip tarihimizi inkar ederek onun kaynaklarına yönelecektik. Papa'nın teklifini kabulle hristiyan olmadığı için Fatih'i kınayacak, Yavuz'u "kanlı katil" ilan edecek, Sultan Abdülhamid'e "kızıl Sultan", Sultan Vahideddin'e "vatan haini" diyecek, bütün tarihi "hanedan tarihi" ilan edip kendimize Etilerden, Sümerlerden, Moğollardan ecdat arayışına çıkacaktık. Vesikalar, vakıalar önemsizdi. Nazarlarında tarih, bir ilim değil, bir sanattı. Objektif olunmasınının önemi yoktu. Sadece milli olmalıydı. Bunun için de "dini" unsurlardan ayıklanması gerekiyordu. Yani geçmiş reddediliyor, yok ediliyor, "yok" un üzerine geleceği inşa etmek gibi imkansız bir hayalin peşinde koşuluyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.