Biz, saffetimizle sanırız ki bütün tanıdıklarınız her zaman kendimizi olduğumuz gibi görecekler, masum istek mücrim saymayacaklardır. Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulunduran kendi hisleri, acizleri ve öfkeleridir. Zalim size zulüm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur. Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstehak olduğunuz için değil, kendisi kuduz olduğu için ısırır. Onun icon ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.
Gönlümüzde yaşayan hülyalara onların hakikate inkılap etmesiyle alâkamız kalmayacak kadar inandığımız zamanlar bizim için de yaşadığımız hayal âleminin başkalarının gördükleri hakikat dünyasıyla hiçbir münasebeti kalmaz. Bizi bu dünyaya bağlayan her türlü muhakemeden yani zincirlerimizden kurtuluruz. Hayalimiz bizi başka bir iklime çıkarır.
“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."