Ağızla söylenen yalan ahlaksızlık sayılırken kalemle yazılanı hüner sayılmak, kitap şeklinde para ile satılmak, ileri medeniyetin yazarlara bağışladığı garip bir ayrıcalıktır.
Hani sabah zamanı şafak sökmeden evvel ufka belli belirsiz renklerle dağılmış sisler olur ki üzerinde resmedilemez, ayrıştırılamaz renkler uçar, bakışlara buseler serper...
... Unutmak istediğim bir anı. Ama olmuyor işte, geçmiş adım adım takip ediyor insanı. Vakti, saati gelince de sen hazır mısın, değil misin diye sormadan çıkıyor karşısına.
" Burada gerçek insanlar var, gerçek ölüler, gerçek acılar. Lütfen, sadece romanlarınızdaki cinayetlerle ilgilenin. Gerçek hayattakilerle başa çıkamazsınız. "