Şairin neredeyse düşündüğü her şeyi şeffaflıkla aktardığı bir kitap. Aşkını, sevgisini, nefretini, şüphesini, vicdanını, ahlakını ve ahlaksızlığını. Tüm değerlerden azade kendi benliğini aktardığı, zaman zaman anlam veremediğiniz ama dönüp baktığınızda aslında hepinizin de benzer şeyler düşündüğünü veya hissettiğini anlayabileceğiniz bir kitap.
İnsanın içinde iyilik ve kötülük dengesini anlatan çok güzel bir yapıt. İnsanın saf iyiliği mümkün olmadığı gibi asıl önemli olanın da bundan çok, içindeki kötüyü dizginleyebilmek olduğunu anlıyoruz. Zira iyilik, kendi varlığından ziyade kötülüğün varlığını bastırmasıyla mümkün olabilir.
Hayata dair arzularımızın hep var olması dileğiyle..
İnsan elde edemediği arzuları sayesinde yaşarmış. Elde edebileceği fakat henüz edemediği.. Her hayalimin sonunda bir başka hayalimin daha olması, biri gerçekleşse biri gerçekleşmeyeceği düşüncesinin beni mutlu edeceği aklıma gelmezdi. Ancak görünen o ki hayatta istediği her şeyi başarmış, hayali, hedefi, arzusu kalmamış bir insan, bedeni var olsa da ölmüştür. Henüz gerçekleşmeyen veya ben ölene kadar gerçekleşmeyecek olan hayallerime de teşekkür ettim. İnsanı içine çekebilen tam sıkıldım dediğiniz yerde bir anda kitaba gömüleceğiniz bir anlatıma sahip. Herkese okumasını tavsiye ederim.
Açıkçası Attila İlhan’ın ne değişik bir adam olduğunu gördüm kitapta. Her şiirde başkasına nasıl bu kadar içten aşık olabildiğine şaşırmamak elde değil. Hele sonlardaki romantik olmayan şiirlere nasıl şiir denmiş, belki de benim aklım yetmiyor henüz..
Sanki bu kitap gerçekten bir yaşam da siz her duygusunu hissediyorsunuz.. Başlarda sıkıcı gibi gelse de kitap sona yaklaştıkça daha da içine giriyorsunuz. Nikolay’ın hislerini öyle derinden hissettim ki kitabın sonuna gözlerim dolu dolu geldim..