Bizim halkımız, çıkarları birbirinden ayrılan sınıflar halinde değil, tersine varlıkları ve çalışmalarının sonuçları birbirine gerekli olan sınıflardan oluşur. Bu dakikada dinleyicilerim çiftçilerdir, sanatkârlardır. Tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi birbirinin karşıtı olabilir? Çiftçinin sanatkâra, sanatkârın çiftçiye ve çiftçinin tüccara ve bunların hepsinin, birbirine ve işçilere gereksinmesi olduğunu kim yadsıyabilir? -Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 184
…”demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş, hiçbir şeye benzemiyormuş. Efendiler biz benzememekle ve benzetmemekle kıvanç duymalıyız! Çünkü biz bize benziyoruz.”
Sayfa 128
Reklam
Özetle, bir çağdaşlaşma modeli, yönetimi ve uygulamasıyla toplumun tüm bireylerini ve kesimlerini kentteki işçiden kırsal alandaki köylüye; gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine, öğrencisinden sivil-asker bürokratına, öğretim kadrosu görevlilerine; ticaret ve sanayi adamından çeşitli uğraş dallarında çalışanına uzanan bir yoğunluk ve ilgi alanı içinde herkesi, toplumun her bireyini sistemin bir parçası durumuna getirdiği, “yurttaşlık bilinci”ne vardırdığı; adaleti, eşitlikçi anlayışla dağıtabildiği ölçüde başarılı, etkili ve sürekli olabilir.
Sayfa 59
Çağdaşlaşma çabasını sürdürdüğü savındaki bir sistemin, bir yönetimin, bir ülkenin geniş yurttaş kitlesi; yoldan, okuldan, öğretmenden, sağlığı için gerekli doktor, ilaç ve bakımdan, konuttan, insanca yaşamın gerekli kıldığı her türlü olanaktan yoksunsa, devletini yakında göremiyorsa o ülkede anayasadan, yasalardan, sistemden söz etmek bir anlam taşımaz.
Sayfa 58
Prof. Dr. Suna Kili
"Atatürkçülük herhangi bir sınıfın egemenliğini reddeden, ılımlı toplumculuğu öngören, her türlü sömürüye karşı bir dünya görüşüdür. Atatürkçü halkçılık, yönetimde, siyasada, kalkınmada, gelirlerin dağılımında, devlet ve ulus olanaklarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesini amaçlar."
Sayfa 63 - Kırmızı Kedi Yayınevi / İkinci Basım: Nisan 2018 / Yayın Yönetmeni: Enis BaturKitabı okudu
DEVLETİN DİNİ OLUR MU, OLMAZ MI?
"Devletin dini mi olur? Devlet namaz kılıp oruç mu tutacak?" diyen cahilleri görünce Allah'a şükrüm artıyor. Bu echeller dini sadece abdest, namaz ve oruçtan ibaret mi sanıyorlar? Muamelat kısımları yanında ukubat kısmı yok mu bu dînin?! Ceza hukuku, anayasası, devlet için tüm gerekenler de dine dahil değil mi? Hz. Muhammed (asm) Efendimiz Medine'de İSLÂM DEVLETİ'ni kurmadı mi?! Müslümanlar arasında bu gibi fitne saçanlara karşı daha 100 sene önceki Osmanlı'nın 623 yıl boyunca İslâmî bir devlet olduğunu ve Yavuz Sultan Selim'den itibaren de hilafeti de bünyesinde barındırarak İslâm âleminin de lideri olan bir İslâm Devleti olduğunu hatırlatmak gerekir. 1924 Anayasası’nın 2. maddesi ise şöyle idi: “Türkiye Devletinin dini, Din-i İslâm’dır...” (Prof. Dr. Suna Kili – Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük,
Türk Anayasa Metinleri
Türk Anayasa Metinleri
, s. 111) Cumhuriyet kurulduktan sonraki anayasa metninde dahi devletin dini ibaresi geçmekteydi. Hülâsa-i kelâm: Devletin/devletlerin dini olur. Bu hususta cerbeze/muğalata yapanlar ancak kendileri aldanır ve kendileri gibileri aldatırlar.
Reklam
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.