Yazarımızın üçüncü kitabı da bitti.
Kitabımızda karakterimiz, boşanmış, karamsarlık içinde tekdüze bir yaşam süren bir tarih öğretmenidir. Birgün okuldaki matematik öğretmeni aracılığıyla izlediği bir filmdeki adam, kendisinin beş yıl önceki haline tıpatıp, ikiz gibi benzemektedir. Saplantıya dönüşen arayışının tedirgin edici, hatta dehşet verici sonuçlara ulaşacağını anladığında ve adamın kim olduğunu öğrendiğinde hikâye başlar. Kitap “Görünüşte birbirinin aynı olan iki insan gerçekte aynı kişi olabilir mi?” sorusu etrafında şekillenir. Afonso, Gerçek miyim?, Hangimiz kopya? gibi sorularla boğuşur.
Ne yazık ki ''Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'' gibi, bu kitabı da bir süre okuduktan sonra yarım bıraktım. İlk yarısına kadar beni oldukça zorladı. Anlayamadığım ve odaklanamadığım noktalar çoktu. Odaklanma kısmında karantina bunalımımın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Yine de ikinci bir şans verdiğim zaman bir çırpıda bitti. Spoiler vermeden şunu söyleyebilirim ki, şaşırdığım, keyif aldığım, tahmin edemediğim olayların yaşandığı bir kitap oldu.
Saramago'nun kitaplarının en sevdiğim yanı ise, yazarın benimle konuşması, soru sorması, olayla ilgili dipnot vermesi veya okurun gözden kaçırdığı şeylerden bahsetmesi. Her ne kadar çoğu kişi için odaklanma konusunda bir eksi olarak görülsede, yazım tarzının farklılığına alıştığım gibi buna da alıştım.
Keyifli Okumalar ♡