Adı üzerinde 1000 kitap!
Arkadaşlar Alıntıları gezerken birine gözüm ilişti. Hedefe bir kullanıcı koyulmuş ve adama ağıza alınmadık sözler ile adamlığını bırakmadan, namussuzlugundan bahsederek emri bil maruf yapmaya çalışmış bazı sözde ehli sünnet tabakadan zatlar. Adamın yaptığı cürüm ise okuduğu erotik kitaptan alıntıları paylaşması.(Yaptığının iyi birşey olduğunu
Mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in eksiksiz, yeterli açık ve her şeyi açıklayıcı olmasına ve dinimizin de ikmal edilmiş bulunmasına rağmen, sünnetin ifade ettiği bir yorum ve anlatıma gerçekten ihtiyaç var mıdır, şeklinde bir soru aklımıza takılabilir. Gerçek şu ki, yüce kitabımızın yeterli, açık ve açıklayıcı oluşu elbette bir hakikattir. Ancak onun bu niteliklerine rağmen muhatapları olan insanların anlayış seviyeleri farklı olduğu için onu tek tek doğru anlayıp kavramları mümkün değildir. Öte yandan sorumluluk için duymak değil, anlamak gerekmektedir. İnsanları anlamadıkları şeylerden sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu sebeple kim neyi anlamak ihtiyacında ise ona onu anlatmak lazımdır. En iyi, en güzel, en doğru ve en doyurucu açıklamayı da elbette Kur'an ayetlerini tebliğ eden Peygamber yapacaktır. Peygamber'in açıklamaları hiçbir zaman Kur'an'ın eksik, yetersiz ve kapalı olduğu anlamına gelmez. Allah'a kul olmaktan başka görevi bulunmayan insanlar ancak bu açıklamalar sayesinde O'na nasıl kulluk edeceklerini öğrenmiş olacaklardır. Bu sebeple sünneti seniyyesiz bir müslümanlık düşünmek mümkün değildir.
Reklam
6.cilt
1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim: "Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
Gelenekçi Müslüman ile Ehli Kur'an arası farklar
1. Gelenekçilere göre peygamberde olağanüstü vahiylerin dışında Mucizeler var. Kur'an-ı Kerim'e göre onlar normal bir insandır. Sadece diğer insanlardan onları ayıran Allah'tan vahiy gelmesidir. 2. Gelenekçilere göre dinin temelini hadisler ve Ehli sünnet alimleri oluşturur. Kur'an'ı Kerim'e göre Allah'tan başka söz sahibi hüküm koyucu yoktur. Kur'an-ı Kerim dinin temelini oluşturur.
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
Hz. Ömer (r.a) şöyle buyurmuştur: "İleride bazı insanlar çıkacak ve Kur'ân-ı Kerîm'deki müteşabih (farklı manalara gelen) ayetlere dayanarak sizinle tartışacaklar. Sizler o konudaki doğru bilgileri sünnet-i seniyyeden (sünneti bilen alimlerden, hadis kitaplarından) öğreniniz. Zira bu bilgiye sahip olanlar Allah'ın kitabını daha iyi anlayıp kavrarlar. "
Sayfa 6
Zaten Rasûlullah Efendimiz, hadis ve Sünnet'i dışlayanların zuhûr edeceğini, daha evvel bildirerek şöyle buyurmuşlardır: "Sizden biri, (rahat) koltuğuna kurulup Allâh'ın, Kur'ân'dakilerin hâricinde haramlarının bulunmadığını mı zannediyor? Haberiniz olsun, vallâhi ben nasihatte bulundum, emrettim, birçok şeyide yasakladım. Bunlar, Kur'ân'ın bir misli kadar, belki de daha fazladır..." (Ebû Dâvûd, Harâc, 31-33/3050) "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'ân-ı Kerîm ile birlikte (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun; koltuğuna kurulan karnı tok bir adamın: «Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda bulduğunuz helâli helâl, haramı da haram kabul ediniz yeter!» diyeceği (günler) yakındır.." (Ebu Davud, Sünnet, 5/4604; Ahmed, IV, 131) Bunlar, hakîkaten mûcizevî hadîs-i şerîfler... Zira bizler, Peygamber Efendimiz'in haber verdiği o günlere, yani Sünnet-i Seniyye'nin gözden düşürülmek istendiği zamana ulaşmış bulunuyoruz. Bu zamanın fitnelerinden kendimizi ve neslimizi muhafaza için, dînimizi doğru öğrenmeye gayret etmeliyiz.
Kır'ân'ın ilk ve en salâhiyetli müfessiri de Peygamber Efendimizdir. Ayet-i kerîmede buyrulur: İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye Sana bu Kur'ân'ı indirdik." (en-Nahl. 44) Kur'ân-ı Kerîm, Rasûlullah Efendimiz'in 23 senelik nebevi hayatıyla tefsir edildi. Dolayısıyla Allah Rasûlü'nün gönül dokusundan hisse almadan, O'nun ahlâkıyla ahlâklanmadan, O'nun Sünnet'ine tâbî olmadan, Kur'ân'ı anlamak da yaşamak da mümkün değildir.
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
"Ey insanlar ve cinler: Ben, benden sonra sizin aranıza Allah-u Azze ve Celle'nin kitabını bırakıyorum. O Allah'ın ipidir. Kim Kur'ân-ı Kerîm'e tâbi olursa hidayet üzere, doğru yol üzeri olur. Kim de onu terk ederse dalâlet üzerine olur."
Sayfa 28 - Müslim, Tirmizî, Ahmed b. HanbelKitabı okuyor
"Kur'ân-ı Kerim'i okuyan, Kur'ân-ı Kerim'e sarılan, Kur'ân-ı Kerim'in zümresinden olan kimse...." Âlü'l İlâhi. "Allah'ın ehlidir, Allah'ın yakınıdır, Allah'ın sevgili kuludur."
Sayfa 27 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Hz Ömer (r.a) şöyle buyurmuştur: " İleride bazı insanlar çıkacak ve Kur'an'ı Kerim'de ki müteşabih (farklı manalara gelen) ayetlere dayanarak sizinle tartışacaklar. Sizler o konudaki doğru bilgileri sünnet-i seniyyeden (sünneti bilen alimlerden, hadis kitaplarından) öğreniniz. Zira bu bilgiye sahip olanlar Allah'ın kitabını daha iyi anlayıp kavrarlar. "
Sayfa 6 - Dr.S. Yakup Elhüseyni
İslam ahlakının temel kaynağı, Kur'an-ı Kerim ve onun ışığında oluşan Hz. Peygamberin söz ve davranışları yani Sünnet'tir. Bu nedenle İslam ahlakının kurumsal temeli Kur'an, örnek şahsiyeti ve kurumsal kimliğide Hz. Peygamber'dir.
b-Hadd-Cinayet ve Ta'zîr Suçları
Nasslarda, yani Kur'an-ı kerîm ve sünnet-i nebevîde suç olduğu bildirilen ve cezası da kat'î olarak tayin edilen fiillere hadd suçları (veya cezaları) denir. Hadd, lugatta, men' (engelleme) demektir. Beş suç için hadd cezası vardır: Zinâ, şarap içmek, kazf(iffetli birine zina iftirası), sirkat(hırsızlık) ve yol kesicilik. Bazı
717 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.