Şimdi tutup da “Beni çok üzüyorsun” falan filan demeyeceğim. Üzülmek mesele değil çünkü, üzüntülerle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Ama bu kadar çok öfkeyi ne yapacağımı bir türlü bulamıyorum. Kavga etsek belki biraz rahatlarım. Ancak kavga belli bir samimiyet gerektirir. Seninle o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum. Halbuki ben gerektiğinde başımı omzuna koyabileceğim birini değil, sinirlendiğimde direktoman kafayı koyabileceğim birini arıyorum. Sana kafa göz dalamadığım için bir türlü sakinleşemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Osman.
“Kabul etmeliyim ki, altı milyar insanın yerine düşünüyorum. Altı milyar insanın adına yaşıyorum. Ben öldüğümde altı milyarı da ölmüş olacak. Şimdilik hayattayım. Korkmaya gerek yok! Günahlarınızı ben unuturum. Siz işlemeye devam edin...”