Sen insanları dinleyerek yaşamak istediğinde sen olmazsın. Sen başkalarının dediklerine göre hareket ettiğinde gittiğin yol senin olmayacaktır. Başkalarının yardımıyla bir mevkiye oturduğunda o sandalyeyi hak eden olmayacaksın. Ve sen başkaları mutlu olsun diye çırpındığın her sıçrayış, seni biraz daha dibe çekecektir. Sen sen ol, kendin ol! Kendin çabala, kendin sabret ve kendi hakkınla bir hayat sür. ✓Meselci
Ben
İçimdeki karanlıkla dans ederken, Sıradanlığın kollarına bırakılan nefsim, Kutlu hazlara doğru yelken açar, Karanlığın derinliklerinde kaybolur. Ama vicdanımın sesi, huzurun sesi, Bir fısıltı gibi yankılanır zihnimde, Yolunu bul, der; doğrunun izini sür, Çünkü hakikat, sıradanlığın ötesindedir. İçimdeki nefis, tatminin peşinde koşar, Ama ruhumun çağrısı, doğruluğun rehberi, Karanlık düşlerin arasında aydınlığı bul, Çünkü gerçek mutluluk, vicdanın ışığında yatar.
Reklam
Nifşê Şehîd
Wekî wan salên berê bû Rengê berfê reş û tarî Ya ku li ser bajarên berxwedêr Û nifşê şehîd Bêrehm bêrehm dibarî Xuyabû, tofan bû ya ku radibû Lê sûretê azadiyê li ber çava
Odanı topla, Lana dinle,daha çok meyve ye, rimel sür, yüzünü buzla, 2000'lerin filmlerini izle, eksik ödevlerini bitir, vogue güzellik sırlarını izle, göz kalemi ve dudak parlatıcısı kullan, saçını düzelt, telefonla daha az vakit geçir, daha çok su iç ve yeni bir makyaj görünümü dene🩷✨
Evet hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür'atle çalıştırıyor.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
je t'ai rencontré un après-midi. Il était trois heures. le soleil s'était levé, les enfants couraient dans les jardins. deux jeunes discutaient dans un coin, mon cœur battait à tout rompre, le vent me frappait légèrement le visage. la terre et le ciel sentaient le lilas. nous sommes nés sur des rivages ombragés par la fumée rose de l'aube, nous avons grandi dans le vert de la terre et le bleu du ciel. je suis reconnaissant pour chaque moment que nous vivons et pour chaque défi auquel nous sommes confrontés. je suis si heureuse de t'avoir.
Reklam
Benim tahammül sınırlarıma çiçekler üfle ANNE. Yakıp kavuran öfkeme nehirler serp, durmadan koşup çatlayan topuklarıma merhem sür. Gözyaşlarıma buseni kondur, bitsin artık gönlümün yaşı. Ben bana sahip çıkamıyorum, beni baştan doğur ANNE!
Geleceğini nasıl görüyorsun Adele? +Bilmiyorum. Küçükken tek istediğim büyümekti... Mümkün olduğunca çabuk. Ama bütün bunların anlamını bilmiyorum artık. Yaşlanıyorum. Geleceğimi büyük bir istasyonun önünde sıralarla ve banklarla dolu bir bekleme odası gibi görüyorum. Dışarıda, kalabalık insan grupları beni görmeden koşuşturuyor. Hepsinin acelesi var. Trene yetişiyorlar, taksi tutuyorlar; gidecek bir yerleri var, buluşacak birileri. Ve ben oturmuş bekliyorum. -Neyi bekliyorsun Adele? +Bana bir şeyler olmasını. (La Fille Sur Le Pont, 1999)
"Sen, yine sür umut tarlalarını ki, Ufukta belirsin güneş...
Hasret Gültekin
Hasret Gültekin
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma, orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili benden savrulan parçalar kurusa da,
Reklam
HEP AYNI IŞIK
Başkasına hep yeşil yanıyor lütfen geç Bana gelince kırmızı, olmaz bekle, dur Gitmek isterim önümde hep engel, hep sur Vaz geç gönül bu sevdadan Sen vaz geç KK
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.