Şimdi sırası geldi, bugünün adıyla "demokratik uygulamalara, Osmanlı'dan birkaç örnek vereyim... Örneklerin ilki Yıldırım Bayezid döneminden (peşin hükümleri bertaraf etmek için de hemen belirteyim ki, bu hikâye, Osmanzade Taib'in "Hadikat-üs Selâtin" yani 'Osmanlı Sultanları' isimli eserinde
“Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayrılıktadırlar; esasen onları bunun için yaratmıştır. Rabbinin, ‘Andolsun ki cehennemi hep insan ye cinle dolduracağım’ sözü yerine gelmiştir” (Hûd Suresi, ayet 118- 119). Dikkat edileceği gibi, Tanrı burada “...esasen onları bunun için yarat(tık)... “diyerek, amacının insanları “ayrılıklar”, “düşmanlıklar” içinde yaratmak olduğunu, bunu yapmakla cehennemi insanlarla dolduracağına dair kendi kendine vermiş olduğu sözü tuttuğunu bildirmekte. Böyle olunca cehennemi doldurabilmek için yeteri kadar “kafir” bulmak ihtiyacındadır. Çünkü, cehennem, adeta doymak bilmeyen bir ejderhadır; Tanrı’nın, “Ey cehennem! Doldun mu?” diye sorduğu her defasında, cehennem Tanrı’ya, “Daha var mı?” diye karşılık vermektedir (Kaf Suresi, ayet 30). Oysa Tanrı için, cehennemi doldurabilmek üzere dilediğinin gönlünü darlatıp onu “kafir” kılmaktan (örneğin, bkz. Enam Suresi, ayet 125) ve “kafir” kıldıklarını cehenneme atmaktan daha kolay ne vardır ki? Hatta Kur’an’dan öğrenmekteyiz ki, Tanrı, bazı hallerde kişilere, günahları artsın da biraz daha kafir olsunlar diye süre de tanımaktadır. Örneğin, Al-i İmran Suresi’nde şöyle yazılıdır: “inkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz surenin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye süre veriyoruz...” (Al-i İmran Suresi, ayet 178).
Reklam
KUR’AN’DAN BAŞKA BİR KELAM KONUŞMAYAN KADIN
Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yaşlı bir kadına rastladım. Selâm verdim. -“Selâmün gavlen min Rabbi’r-Rahîm : Rahîm olan Rab’den bir de sözlü “selâm” vardır.” (Yâsîn 36/58) âyetiyle selâmımı aldı. -“Buralarda ne yapıyorsun?” diye sordum. -“Men yudli
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
En’âm Sûresi 60. Âyet
O, geceleyin sizi kendinizden geçirip alan, gündüzün kazandıklarını bilendir. Sonra belirlenen süre dolsun diye tekrar sizi o gündüzde diriltendir. Sonra dönüşünüz Onadır. Sonra O, size neler yaptıklarınızı haber verecektir.
Sayfa 136 - Yolcu YayıneviKitabı okuyor
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.