Kitabın konusu gerçekten ilgi çekici ve yazarın sıra dışı üslubu kitabı daha da ilginç bir hale getiriyor.
Kitabın ilk 150 -hatta belki de 200- sayfası benim için gerçekten zorlayıcıydı. Sürekli aynı ortamda olmaları ve birbirine benzeyen olayları tekrarlamaları bir yerden sonra sıktı. Tam kitabı bırakmayı düşünüyordum ki kitap yeniden hareketlendi. Tabii bunda yazarın diline okumaya devam ettikçe alışmam da etkili olmuş olabilir.
“Ben gerçekten farklı bir şey okumak istiyorum.” diyenlere önerebileceğim bir kitap. Eğer siz de okurken benim gibi sıkılırsanız bilin ki sonrası epey akıcı, bir bakmışsınız o bitmeyen kitap bir anda bitmiş. Son olarak, çok fazla alıntı eklediğim için diğerlerini buraya ekliyorum:
Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil onları anlamak -294
Bir gün, bu dünyada artık yararlı hiçbir şey yapamaz hale geldiğimizi fark edersek, yaşamımıza basitçe son verecek kadar cesur olabilmeliyiz -301
İnsanların neler yapacağı ya da yapmayacağı önceden bilinmez, beklemek gerekir, zamana zaman tanımak gerekir, zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımızda oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir, bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde edebiliriz, kendi hayatımızı -312