·
Not rated
'‘Atilla Keskin toplumun vicdanıdır, belleğidir, geleceğidir"
Atilla Keskin 68´lerde Deniz, Hüseyin, Yusuf, Sinan ve daha niceleriyle çıktığı yolculuğu "Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler“ adlı anı-romanında anlatıyor. Romanı okuyanların yorumlarına bakıyorum. Yazıların ortak özelliği, okurken insan nutkunun tutuluyor olması! Nasıl olmasın? "Ölüme İlk isyanım“ ile başlayan kitap, "Ölümle
Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler
Acılara Yenilmeyen GülümseyişlerAtilla Keskin · Gendaş Yayınları · 200848 okunma
Türk ordusu binlerce askerle, top, tüfek ve bombardıman uçaklarıyla kan deryasına çevirmişti Dêrsim'i. Tarihin en feci yarasını yaşıyordu Dêrsim. Aileler dağılmıştı, çocuklar yetim ve öksüz kalmıştı. Sürgün, talan ve yangındı Dêrsim. Çayırlar yeşilliğini, dağlar kekik kokusunu, gökyüzü maviliğini yitirmişti. Gulê ve İbrahim de bu kıyımda büyük bir travma yaşadılar. Kıyım sonrası zorunlu askerlik, zorunlu vergiler getiren ve okullar, camiler, garnizonlar, valilik, kaymakamlık kurumları bina eden devlet, "Tunç eliyle" ağır bir yumruk darbesi vurduğu Dêrsim'i "Tunceli" yapmıştı!
Reklam
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir Alman Subayın kurtuluş savaşı izlenimleri
AT SIRTINDA ANADOLU FRED BURNABY 1856 yılında imzalanan Paris Barış Anlaşmasının yapılmasının ardından İngiltere hükümeti adına Londra’dan başladığı yolculuğu Kars’ta tamamlayan yazar Fred Burnaby, geçtiği illerin demografik durumundan, iklimine, kültürüne kadar pek çok ayrıntıyı, notlarına özenle aktarmış. Yazar bir İngiliz subayı olması
At Sırtında Anadolu
At Sırtında AnadoluFrederick Burnaby · İletişim Yayınları · 200059 okunma
O, böyle kelebekler kadar serbest çocuklar gibi neşeli bir hayat görmemiş, tatmarnıştı..
gündoğusu iyice karardı kibrit yanmadı otlara baktılar dalgalanan yay çizen göğe bakan hışırdayan, kekre otlara başaklara baktılar
Sayfa 45 - Ayyıldız Matbaası - Ankara - 1978, SÜRGÜN HIZI
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,392 okunma
Reklam
256 syf.
·
Not rated
Hakkari'de Bir Mevsim 256 sayfa Ferid Edgü'nün okuduğum ilk romanı Roman 1977'de yazılmış ve 1982 yılında Erden Kıral yönetmeliğinde, Genco Erkal'ın başrolünde aynı isimde filmi çekilmiştir. Kitapta, Hakkari ilinde öğretmelik yapan ve kendisine Nuh ismini vermeyi düşünen roman kahmanımız, o yıllarda öğretmenlik yaptığı ilin özelinde tüm bölgenin ortak sorunlarına değinmiş. Kitapta; yalnızlık, dağ, deniz, kaçakçı, sürgün, çocuklar, bilinmedik hastalıklarla ölen bebeler, kar, tipi, otlu peynir, lavaş ekmek,çay soba,tezek, düş, düş-üş, yeni bir dil.. Kitap tahmin ettiğimden daha iyi çıktı. Keşke daha önce okusaydım hissi yaratan bir kitap. Dili şiirsel ve yormayan bitirildiğinde tatmin edici bir edebi hoşnutluk bırakan bir kitap. Yanı sıra çeşitli soru işaretleri ile de okurunu bir başına bırakır. Uzaktan konuşmanın ve içinde bizzat yaşamanın farklılığını hissettiren bir coğrafyayı bizlere açan bir yapıt. Mutlaka okunması ve dersler çıkarılması gerektiğini düşündüğüm bir eser. İyi okumalar dilerim.
Hakkari’de Bir Mevsim
Hakkari’de Bir MevsimFerit Edgü · Everest Yayınları · 202310.1k okunma
272 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
CESUR YENİ DÜNYA=Zevk ve Refah köleliği...
Hemen hemen pek çoğumuzun okuduğu 1984'ün yazarı George Orwel'ın da hocası olan Aldous Huxley'in bu Cesur Yeni Dünya'sı "HERKES HERKESE AİTTİR" görüşü üzerine kurulu sonsuz mutluluk, Duygulardan yoksun,Aile, Anne, Baba sevgi, sadakat, evlilik vesaire insan doğasını oluşturan tüm bu güzel duygulardan yoksun olduğu,
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160.2k okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Tam da mübarek ayda okunacak kitap seçmişim bana da bravo! Kaç kez tövbe estağfurullah dedim Allah bilir Yazarın Körlük ve Görmek adlı eserlerini okuyup bu kitabını da merak ettim ama... Hemen söyleyeyim septikler, hafiften sorgulayanlar bu kitaptan uzak durun! Kitap, inançları sarsmak üzerine yazılmış sanki. Adem ile Havva'nın yaratılışından başlıyor devamında kardeş katili Kabil'in başından geçenleri anlatıyor yazar. Kabil'in, Habil'i öldürmesinin akabinde sürgün edilmesi ile Tanrı'ya karşı dinmeyen bir öfkesi, bitmeyen bir düşmanlığı başlıyor. Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Eyüp, Hz. Musa dönemine ait kutsal bildiğimiz, saydığımız ne varsa eleştiri bombardımanına tutmuş yazar. Özellikle Sodom ve Gomore/ Lut kavminin helak oluşu kısmında masum çocuklar nezdindeki sorgulayıcı ifadeleri bir an durup düşündürüyor. Bu da nokta yerine her seferinde virgül kullanılan sinir olduğum, kimin ne dediğinin belli olmadığı kitaplardan biri ayrıca. Noktayı yerinde kullanın ya hu! Virgül kullanınca daha havalı olmuyorsunuz. Ezcümle tarzım olmayan bir kitabı, kitapları yarım bırakmak adetim olmadığından bitirdim. İkinci okuması olmaz.
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202311.1k okunma
273 syf.
5/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Spekülatif kurgunun sınırlarını zorlayan öyküler, gerçeklikle hayalin iç içe geçtiği bir dünyada bizi bekler. Gizemli lunaparkların kapılarını aralayarak zamanın ötesine geçen kızlar, modanın acımasız yüzünü gösteren hologramlar, ve isimsiz karakterlerin yaşam sinyallerini ölçen gizemli küreler… Bu öyküler, bilinmeyenin çekiciliğiyle okuyucuyu
Gezegenin Etrafındaki Kadınlar
Gezegenin Etrafındaki KadınlarKolektif · Kitap Cumhuriyeti · 20242 okunma
Reklam
194 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 hours
Çocuklar iyi anneleri hak ediyor ve o, ben değilim... . . Hiçbir çocuk; yanaşma, çocuk gelin, sürgün, tehcir artığı, çocuk işçi ya da "öteki" olmasın. SADECE ÇOCUK OLSUN. İstiyorum, tam da şimdi istiyorum diye şımarıklık edip tepinsin, etrafındakiler de onu nazlasınlar. Çok mu? Evet, çok! . . Merhabalar sevgili kitap dostlarım... Dicle ile tanıştırmak istiyorum bugün sizleri... O, annesi ile hiçbir zaman doğru bir ilişki kuramamış, anne sevgisinin eksikliği ile büyümüştü... Annesinin ölümü, hayatına büyük teyzesini sokana kadar da aile kavramı üzerine düşünmemişti... Telefonda duyduğu ses ile sarmalanan Dicle, büyük teyzesi Gülhan Hanımın yanına gitme kararı almıştı... Ya sonra... Hazırsanız başlıyoruz . . Dicle, büyük teyzesinin yanına yaptığı yolculukta, aile geçmişine de yolculuk yapacaktı aslında... Tarihini, özellikle büyük anneannesi Nahide Hanımın göz yaşartan geçmişini öğrenirken, ilmek ilmek işleyecekti soy ağacını... . . Büyük anneannesi Nahide Hanım ve kardeşi İkbal Hanım, henüz küçücük bir çocukken ,tehcir artığı olarak bırakılmış, kaderlerine terk edilmişlerdi... Büyüdüler, evlendiler ve Dicle'nin anneannesi Zöhre dünyaya geldi... Yıllar bu ailden çok şey götürürken, peşine düştüğü aile tarihinin sonunda Dicle'yi ne gibi sürprizler bekliyor dersiniz? Aradığımız cevaplar ve fazlası eserimizde der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitapla Kalın
Nahide
NahideAslıhan Yavuzer · İkinci Adam Yayınları · 20238 okunma
şimdi nedense her şeyde ansızın dağılan kelebek tadı biliyorsun, en bakımlı bahçe sessizliktir gülüşler oraya sürgün edildi acıların kardeş olduğunu kimse anlayamadı sevdalarda olsun, ilkyaz ölümlerinde olsun geçit vermeyen akarsu olmaz gülün kendini işlemek için çırağı ya da ustası yoktur çocuklar! bağışlayın beni sözlerimi boz üveyiklerin hırçın tuzuna batırıp bakın hüzünden daha kötü bir yolaçıcı olabilir mi? şimdiye kadar olmadı ama şimdi, nedense, her şeyde ansızın dağılan kelebek tadı
280 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
"Bunca acıyı taş bile yüklenemez."
》Çok kıymetli birinin önerisiyle tanıştım yazarla. Kendisinin ikinci romanıymış, benim içinse tanışma kitabı oldu Bizim Diyar. Gerçekten "bizim" olduğunu hissettiren bir kokusu vardı kitabın. 》Bir göç hikayesi anlatılıyor. Aslında sürgün... Osmanlı'nın kaybettiği Balkanlar'dan ayrılmak zorunda kalan bir ailenin hüzünlü hayat
Bizim Diyar
Bizim DiyarSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2018157 okunma
Köyleri "boşaltılınca" zorla, İstanbul'a sürülüp sürüklenip geldi babamgiller, dayımgiller, bibimgiller, Celal'inkiler. Karşıya, kondulara. Ama kimse kimseye ilişmedi, teyellenmedi. Herkes, çocuklar bile yaşlanmış, eskimiş, kırık. Bir iki yeğeni işe koydu Celal. Karaköy'de dökümcüye, Kasımpaşa'da hurdacıya. Çay ocağına. Sonra duyduk ki türkü barda fedailik, otoparkta değnekçilik gibi işlere heves etmiş çocuklar, içkiye kumara bulaşmışlar. Kimseye yâr olmadılar. Bu Celal'in çektiği, kuzenlerle, yeğenlerle, daha birtakım halalarla yengelerle çay bahçesinde yeni yeşermeye başlayan ağaçların yüzümüzü gölgelediği fotoğrafın arkasında, ben bize demişim ki, İstanbul'a sürgün gelen boynu bükük yabansı otlardan bir demet.
Sayfa 79 - "Ayapera " Havalar Yine IsınacakKitabı okudu
737 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.