yıldırımlar yangın yeri
ezanlar çığlık çığlığa
ölüm kusuyor zamanı alem
Muhammedî nidalar göklerde
kalplerde aşk, kalplerde ölüm
ve ezan bitince idam sehpasında.
cellatlar salat için değil ölüm için bekliyorlar.
çığlık çığlığa ayrılık,
simsiyah dilsiz cellatlar,
karanlıklar patlıyor
ateşler kıvılcım yeri
yüreğim koşuyor
kansız halat iliklerimde
Ya ALLAH
Ya ALLAH
Nefesim konuşuyor
Yüreğim ıslak
ızdıraplar ayakların altında
cellat suskun
ruhlar uyumuş
ve susup bırakıyorum kendimi yoluma.
Gelecek ölüm – gözleri gözlerin olacak
sabahtan akşama dek, gözünü kırpmadan,
sağırcasına, eski bir vicdan acısı gibi
saçma bir alışkanlık gibi
ardımızdan kovalayan bu ölüm
gelecek bir gün
Boş bir sözden ayrımsız olacak gözlerin
aynada kendini gördüğünden ayrımsız her sabah,
suskun bir çığlık, bir sessizlik olacak.
Ey sevgili umut, o gün biz de bileceğiz
hem yaşam hem hiçsin sen bile, ey sevgili umut!
Herkese birdir bakışı ölümün
Gelecek ölüm – gözleri gözlerin olacak1
bir alışkıyı bırakırcasına
ölü bir yüzün belirdiğini görürcesine aynada
kenetli bir dudağı dinlercesine
sessizce ineceğiz o dipsiz burgaca.
Cesare Pavese
Ah yedi tepe istanbul...
Ne aşklara sahitsin sen...
Hem suskun, hem çığlık çığlığa tüm aşklara...
Hem yasatirsin her yerinde, hem de barindirmazsin bir dakika bile istemezsen de...
Ahhh istanbul ah...
Kahraman Tazeoglu
MorKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20163,835 okunma
Kitabın atmosferine yakıştırdığım, kitabın konusu ile şarkının simgelediği şeyin pek ilgisi olmasa da Ağlayan Kadın gibi bir anlama gelen, şu şarkı ile birlikte incelemeye başlamak istiyorum.
youtube.com/watch?v=XgI8g5a...
-------------- İnceleme ufak tefek spoiler içeriyor olabilir. ------------------
Kitap bittiğinden beri Pamuk
İçinde zaman ölüleri çocuk ölüleri
düş ölüleri
Ey ağzında ülkesinden kesik bir dil taşıyan
Sesi bedenine gömülü...
Bu yaşamak tufanı ki şiirden de hızlı
Bitiveren gerçeğin bulanık toprağında
Nereye götürür bizi koparıp kendinizden
Böyle binlerce uçuk imgeyle
Sancılı, suskun, sarsılarak
Bir çığlık çağlayanı gibi savrulup
Ömrümüzün kapalı ırmağında
Nereye, böyle
Dingin denizlerin dinmez özlemiyle..
Hayatımı kaybettim ama ölmedim henüz.
Bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyim
Gözlerimde ürkek bir bakış, şehla şehla.
Gökyüzünden şarkılar düşüyor
Şerefesine bir caminin
Hangi uzak vadide, hangi tepenin sınırlarında
Hangi çölünde dünyanın
Hangi tuzlu suyunda, acı gölünde
Nerede kazarlar kabrini,
Ömrü dünya kabrinde geçenin?
Ölmedim henüz ama