Gelgelelim, bu insanlar herhalde arada sırada yenilenmesi gereken güzel kumaşlardan giysiler içindeydiler ve ayaklarındaki sandaletler süssüz olmakla birlikte metal işçiliğinin hayli gelişkin örnekleriydi. Böyle şeyler her nasılsa yapılıyor olmalıydı. Ve bu küçük insanlarda yaratıcılıktan eser yoktu. Ne bir dükkân vardı ne de bir atölye, dışarıdan mal aldıklarına ilişkin bir belirti de görülmüyordu. Bütün vakitlerini güzel güzel oynayarak, ırmakta yüzerek, cilveleşip sevişerek, meyve yiyerek ve uyuyarak geçiriyorlardı. İşlerin nasıl yürütüldüğünü anlayamıyordum.