Mehmed Uzun'un üçüncü romanı, bir kürt aydınının hikayesi. bir aşk hikayesi.. bir savaş hikayesi.. bir hasret hikayesi.. bir tarih anlatısı..Sürgün birinin ruh halini ancak Mehmed Uzun gibi ömrü sürgünde geçmiş bir yazar böyle güzel anlatabilirdi diye düşünüyorum.Aşk davaya yenildi, dava ayak oyunlarına, hayaller realiteye...anılar da yetmedi, yenilgilerin soğukluğunu gidermeye.Okurken bitmesini istemediğim, içimi ısıtan, içimi acıtan roman. Herkese şiddetle ama şiddetle tavsiye ediyorum. Kürt tarihine de bi kuple göz atmış, olayların tam olarak bildiğimiz gibi olmadığını görmüş , gurbetin, sürgünün, kaybetmenin soğukluğunu birazcık olsun hissetmiş olursunuz. Aynı zamanda Kürt edebiyatının destanlarına yer verilmiş romanda.Binevşa Narin ve Cembeli'nin hikayesi...
Aziz mirim, ahret kardeşim,
Görüyorsun hayat bize ne oyunlar oynuyor?Hâlâ bu dünyadayım; hâlâ senden uzağım.Biraz daha sabret az kaldı. Çoğu zaman seni ve hayatımızı düşünüyorum. Nasıl hayattı? Ne yaptık? Kendi hayatıma dönüp baktığımda, gördüğüm tek şey yaşamış olduğum.
"Mirim,hayatı yaşanılır kılan dört sesin varlığıdır. Yüreğin sesi,kadının sesi,müziğin sesi ve suyun sesi."