Suyun Taşa Dönüştüğü An...
Hayatta anlamlı ne varsa anlamını yitirmişti. Hissettiğim sadece var olmanın kendi hazzıydı.
Suyun Taşa Dönüştüğü An
Hayatta anlamlı ne varsa anlamını yitirmişti.
Reklam
Suyun Taşa Dönüştüğü An
Kar, hayatın yüzüne örtülen ipek bir duvak gibi usulca beni sarmalayıp içine alıyor, yürüdüğüm sahil boyu gibi beni de ıssızlaştırıyordu.
Hayatın içinden bir anlığına olsa sıyrılıp hayatın biraz ötesinde duranı, o sükuneti, o ıssızlığı, o sonsuz sessizliği, ihtiraslardan soyunmuşluğu, o "asude bahar ülkesini" görmeden hayatı anlayabilmek, o hayatı gerçekten yaşayabilmek pek mümkün olmuyordu, gerçekleri anlayabilmek için bazen gerçekleri terk etmek, onlardan uzaklaşmak, ıssızlaşmak gerekiyordu. /Suyun Taşa Dönüştüğü An...
Suyun Taşa Dönüştüğü An
Gerçekleri anlayabilmek için bazen gerçekleri terk etmek,onlardan uzaklaşmak,ıssızlaşmak gerekiyordu.
Suyun Taşa Dönüştüğü An
Baska hiçbir şeyi değil, yalnızca kendi varlığımı hissediyorum, Hayatla ölüm birbirine değiyor. Annemi hatılıyorum, her yalnızlığımda hatırladığım gibi, Onun sözlerini, gülümsemesini... Onun ölümünü. Kendi ölümümü hatırlıyorum. Bütün korkularım terk etti beni. Gençliğimde muhtaç olduğum, büyüttüğüm, tenimde taşıdığım korkular, artık onlara ihtiyacım olmadığını bildiklerinde gittiler. Annemle gittiler, benle gittiler. Kar yağıyor. Sahil sakin ve sessiz. Kristal tozları uçuşuyor. Gövdeleri buzla parlayan ağaçlar suskun. Artık dönmeliyim..
Reklam