Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın
@suzn
"Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım .Hayat ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer ..."
ŞIRNAK
57 reader point
Joined on February 2021
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bir kalbin cöküşü ...
Bazen hayatımızda yaşlı adam Salomonsohn gibi anlaşılmayı bekleriz ve bazen herkes hatta yakın hissettiklerimiz yani ailemiz bile bizi anlamaz . Sonrasında anlaşılmadiğımız için derin bir sessizliğe gömülür ve etrafımızdaki her olayı ve herşeyi bir süre sonra görmezden gelmeye başlarız . İşte kitaptaki karakter Salomonsohn bir gece mide
Ebu Hanife " Doğunun Fakihi "
" Bazen kendime soramadan edemiyorum " Bu kadar sahabe , peygamber ve din alimleri İslam için bu kadar bedel öderken biz "İslam " adına ne yapıyoruz . Hiç sorduk mu ? Sabah namazını bile zar zor kılarken hatta çoğu zaman kılmazken İslam için ne bedeller ödeyebiliriz ki ? Biz İslam'ı kolay bir şekilde bedel ödemeden aldığımız için belki de bu kadar kolay bir şekilde vazgeçebiliyoruz ne yazikki .. Dinsizliğin moda haline geldiği bu ahir zamanda bir nebze de olsa bu roman size imanımızı sorgulatacak ve Ebu Hanife'nin ne zorluklar karşında ahiretini ve Allah'ın rızasını kaybetmemek için zamanının sultanlarına ne kadar direndiğini ve karşılarında durduğunu İslam'ı ne kadar güzel temsil ettiğini bu roman sayesinde anlıyoruz . Rabbim " Ebu Hanife ' lerin , Hz Ömer'lerin , Hz Ali'lerin ,Hz Ebubekir'lerin ve Hz Osman'larin sayısını artırsın İnsaAllah...
Ay Işığı Sokağı ....
Bu kitapta insanların ne kadar çaresiz olduklarını Stefan Zweig bize çarpıcı bir şekilde aktarıyor. Kitap üç hikayeden oluşuyor ve bu hikayelerde hep bir yabancılaşma , çaresizlik ,aşağılanma ve anlaşılmama gibi konular işleniyor . İnsanın en çaresiz oldukları zamanda intiharı düşünmesi ve ölümden başka bir çıkar yolu olmadığı zamanda intihar etmesi ve ayrıca Stefan Zweig'in bilinmeyen bir nedenden ötürü intihar etmesi de Zweig'in çaresiz kaldığı anda intihara başvurmasını bize açıkça göstermekte... İnsanların ne kadar gaddar ,kötü olabileceğini ,sırf eğlencesi için herşeyi yapabileceğini bu kitapta bir kez daha görmüş oldum .
Reader Follow Recommendations
Bir Kadının yşamından yirminci dört saat...
Sizin hiç geçmişte yaşadığınız bir hatanızdan dolayı vicdan azabı çektiğiniz oldu mu ? Bu soruya cevap veren çok az insan olur diye düşünüyorum. Hepimiz bir anlık da olsa durup kendimize "neden" sorusunu sorarız? Peki niye sorarız çünkü hatamız bizi bazen hayalkırıklığına uğratır ve o hayalkırıklığı bazen yaşamımız boyunca bize acı verebilir.İşte Mrs. C bir kumarbaz adamın hayatını kurtarırken duyduğu mutluluk ve o adamın sonrasında aynı hata yaptığını görünce duyduğu hayalkırıklığını biz okurlara Stefan Zweig çok güzel bir şekilde aktarıyor. Mrs. C yirmi dört yaşındaki gencin hayatını kurarken ona tutkulu bir şekilde aşık oluyor ve onunla herşeyi geride bırakıp uzaklaşmak istiyor ancak olaylar hiçte onun düşündüğü gibi gelişmiyor.Çünkü adam Mrs.C nin ona verdiği parayı tekrar kumarda daha fazla kazanabilmek adına harcıyor ve Mrs.C bunu gördüğünde inanılmaz şekilde hayalkırıklığı yaşıyor . Kitaptan anladığım en güzel mesaj şu oldu : " Bazen tutkularımız veya doğru yaptığını sandığımız şeylerin bize dibe süreklidiğini çok sonra anlarız ve anladığımızda bizim için herşey çok geç olabiliyor"
Tıpkı yirmi dört yaşındaki gencin kumardan daha fazla para kazanacağını düşünüp tüm parasını kumara yatırıp herşeyini kaybettiğinde kendi hayatına son vermesi gibi ....
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127.6k okunma
Hayatta kalmak...
Yazar bu kirabindan bir adamın hayata tutunma çabasını o kadar güzel anlatiyor ki şu soruyu kendimize soramadan edemiyoruz en azindan ben kendime sordum :)) : Ben olsaydım eksi - 75 derecede hayata karşı tutunabilir miydim ? cevabim sanırım "hayır " olurdu . Adamın soğukla karşı mücadele ederken aynı zamanda açlikla da savaşiyor ve gemiyi bularak hayatta kalma umudu gittikçe artıyor ve onu bulduklarinda baya şaşırıyor çünkü adam vahşi doğada insan olmaktan çıkmıştı ama en azindan hayatta kalmayı basarmisti.
Özgürlük...
Biraz düşündüren bir kitap okurken olay akışını anlamaya çaliştim. Ferdinand bir ressamdir ve savaşın kölelik olduğunu ileri sürerek ona katilmaktan vazgeçer.Karşı güçlerin Ferdinand'ı mektupla kendi emri altina çekmeye çalışmaları Ferninand'ın sürekli ikilemde kalmasi beni biraz üzdü. Çünkü o ve karısı kimseyi öldürmek istememekte ve özgür olmak istemektedirler. Bu yüzden Ferdinand İsviçre 'ye kaçmış ve onlara teslim olmak istememektedir ve Fernadinand mektubu aldiktan sonra konsolosluğa gider konslosluk ona sonraki gün gelmesini istemektedir.Karisi gitmesini istememekte ve ona ya ben ya onlar diye iki tercih sunar .Karisi Paula Ferdinand'ın hasta oldugunu bilir ve onun savaşa asker olarak katılmamasini istemediği için istasyonda üç gün bekler.Karısınin onu birakmamasi ve sadakati benim hoşuma çok giden kisım .Paula üç gün beklemesine rağmen Ferdinand'ın gitmesine çok kızdım ama Ferdinand oradaki esir olan insanların kurtuldugunu görünce ve sedyede yatan yaralıyı görünce sarsar ve savaşa katılmaktan vazgeçip evine geri döner .Kapiyi açarken Ferdinand'ı karşisında gören Paula ve karısini dönünce evde gören Ferdinand mutluluktan sarsılırlar .
·
Not rated
mükemmel bir kitap tek günde okuyabilceğiniz bir kitap ,dili sade ve akıcı.Kitabi bitirdiğinizde kendinize şu soruyu soramadan edemiyorsunuz : Ben ne yapıyorum ? topluma daha fazla yararli olmak için ne yapmam gerekiyor ? Snelman Finlandiyayı daha yararli ,ülkeyi refah düzeye getirmek için çabalıyor ,çesitli konfresanlar veriyor su anki Finlandaya'nin bu düzeye ulasmasinda Snelman ,Jarvine'nin etkileri büyük .Okuyunca nedense aklima ister istemez Atatürk geldi oda Snelman gibi bugünki Türkiye'nin oluşması onun sayesindedir .Ama şimdi görüyorum ki su türk gençligi onun izinden gitmemekte ,sosyal mecralarda saatlerce dolanip begeni kazanmaya çalışıyorlar .Kitaptada da geçtiği gibi halk neyse devlet başkanı da odur .Bu kitap bize de ışık olmali ,daha fazla okumali ve toplumu değistirmek işe kendimizden baslamamiz gerekir.Ancak böylelikle aramizda nice Snelmanlar,Jarvineler,Karokepler çıkar .Umarim herkes birgün istediği yerlerde olur...
(Spoiler içerir )
Bu kitabı okuduğumuzda Andrey'e çok kızıyor insan bir sürü mal varlığı olmasına rağmen korunun satın almak için peşinde koşup durması gece bile dinlenmeden yola çıkması Amdrey'in ne kadar aç gözlü olduğunu ortaya çıkarıyor.Nikita'nin ise sürekli başka insanlara hizmet etmesi onu bu durumdan usandirmis durumda karda donarken bile ölümü bir kurtuluş olarak görüyor en sonunda Amdrey'in Nikita'nin ölmek üzereyken onu ısıtmaya çalışmasi Nikita'nin yerine Amdrey'in karda donarak ölen kısmı dikkatimi çekti .
Ayrıca kitapta iki ihtiyarın anlatıldığı iki ihtiyarın hacca gitmek istemeleri ve bir türlü işlerinden dolayı fırsat bulamalalari Elsey'in sonda dünya işinin bitmecegini anlar ve Efim'i hacca gitmeleri için ikna eder.Elsey'in yolda susayip bir kulübe bulup su icmek isterken açliktan ölen aileye yardım eder ve onların durumun düzelmesini sağlar .Efim ise hacca gitmesine rağmen aklıni sürekli dünya işleri meşgul eder.Elsey parası kalmadigi için eve döner ve bütün işleri yolunda olduğunu görür ama Efim için durum böyle değildir.Burda Tolstoy felsefesinden iyiliğin her zaman kazandığını ,aç gözlüğünün sonunun kötü bir şekilde bittiğini ve toltstoy'un sürekli iyiligi savunduğunu görüyoruz .Kitabi bitirdiğinizde kendinize soru sormadan edemiyorsunuz acaba ben nasılım ne kadar iyilik yapıyorum diye ? Kitap gerçekten çok akıcı ve düşündürücü olması kitabı baya güzel kılıyor.
Bir kadının adamı delicesine sevdiği ve sevmekten hiçbir zaman vazgeçmediği hayatı boyunca bu sevgiye sadık kaldığı kitapta dile getiriliyor.Adam kadının ismini bile bilmediği sadece saatlik zevklerinin peşinde olduğu kadının her seferinde karşılaşmalarına rağmen kadını hatirlamaması kadını baya üzüyor .Kitapta aşkın bu denli tutkulu anlatılmasi ve kadının duygularını bu derece akıci anlatmasi romanı baya güzel kılıyor.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225.9k okunma