En sevdiğim öykü Viyolonsel oldu. Diğer öyküler ise, insanı üzerinde düşünmeye sevk eden anlamlı öykülerdi. Severek okudum.
Ve öyle şeyler çalıyordu ki adaşım, onları anlatmaya bizim kullandığımız kelimelerin takati yoktur. Bazan okşayan, ısıtan bir sabah güneşiydi... Fakat derhal yüzümüzü yırtan, gözümüzü kör eden, içindeki ateşleri kum tanesi gibi etrafa saçan bir çöl fırtınası oluyor, yahut bağrımıza işleyen bir bıçak haline geliyordu.
Kitabın içerisinde altı çizilecek öyle güzel cümleler var ki hepsini buraya eklemem biraz zor olur. ︎