Âmin, Bi-hürmeti seyyidil mürselin Velhamdülillahi Rabbelâlemin
"Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla hesaba çekme." Bakara Sûresi, 2:286. "Ey Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz—tâ ki sözümü iyice anlasınlar." Tâhâ Sûresi, 20:25-28. Allah'ım! Cömertlik ve ikramınla yüklü bulutların çoşkun yağmurları gibi devam
#Koronavirüs Veba, salgın, virus, korono virus gibi salgınlar hakkında İslam'ın asil ve insani duruşu: 1- Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem veba salgını (bulaşıcı tüm hastalıklar için geçerlidir) hakkında şöyle buyurdu: "Sizler bir yerde salgın olduğunu duyarsanız, oraya girmeyin! Sizin bulunduğunuz bir yerde salgın olursa,
Reklam
696 syf.
·
Not rated
Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
Rabbim sana sadık, sana sadakatli bir kul olmadan geçirdiğim yıllar için bağışla. Şüphesiz sen en çok af dileyenleri sever, sonsuz merhametinle affedersin. Sûrelerde verilen öğütleri ve sûrelerin nelerden bahsettiğini elimden geldiğince kısa bir şekilde not aldım okumak isteyenler için incelemeye de birakacağım. Allah'a emanet olun
Kuranı Kerim Meali
Kuranı Kerim MealiDiyanet İşleri Başkanlığı · 2017 · 0212 okunma
5.cilt
1164. Ali radıyallâhu anh’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir gece Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem Ali ile Fâtıma’nın kapısını çaldı ve onlara: “Namaz kılmayacak mısınız?” buyurdu. Buhârî, Teheccüd 5, Tefsîru sûre (18), 1, İ`tisâm 18, Tevhîd 31; Müslim, Müsâfirîn 206. ... - Yâ Resûlallah! Bizim canımız Allah’ın kudret
Şefaat
“Şefe‘a-yeşfe‘u” (شفع  –   يشقفع) fiilinin masdarı olan şefaat, sözlükte, “aracılık yapmak, vesîle olmak, dua etmek” anlamlarına gelir. (İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, 8/183-185) Şefaat, kendisi için şefaatte bulunulacak kimsenin faydasına olacak bir şeye erişmesi, zararına olacak bir durumdan kurtulması veya bir ihtiyacının karşılanması için
6.cilt
1. "De ki: Ey Rabbim! İlmimi artır."  Tâhâ sûresi(20), 114. Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz'e ilmin dışında herhangi bir şeyi kendisine artırması için dua etmesini emretmemiştir. Çünkü ilim bitip tükenmeyen bir hazinedir. Sadece sahibine değil başka insanlara ve hatta bütün canlılara da fayda verir. Hak ile bâtılı ayırmanın en önemli vasıtası ilimdir. İlmin artması insana bir yük değil, tam aksine onu yücelten bir fazilettir. İnsanın ilmi ve bilgisi arttıkça tevazuu da artar; kişi birtakım kuruntulardan kurtulur; gerçeği anlar ve iyi bir insan olmaya elinden geldiğince özen gösterir. İlmin zıddı olan cehalet, bilgisizlik ise şiddetle kınanır.
Reklam
28:30 tefsirinden
Ya Musa! Hakikat ben'im, ben âlemlerin Rabbı Allah. Tâhâ Sûresi'nde "Ey Musa muhakkak ben, senin Rabbinim" (Tâhâ, 19/12) diye seslenildi, Neml Sûresi'nde de "Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksiklerden münezzehtir!" (Neml, 27/8) diye seslenildi, diye geçmişti. İmam Fahreddin Razî bu farkların sebebini anlatmak için der ki: "Bunların arasında zıtlık yoktur. Allah Teâlâ hepsini anlatmış, fakat her sûrede o seslenmenin bir kısmını nakletmiştir." Kâdî ve Ebu's-Suûd da "Fark yalnız sözdedir, asıl kastedilen mânâda farklılık ve zıtlık yoktur" demişler; bu ise Kur'ân yalnız mânâyı hikaye etmiş demek olacağından "nidâ" (seslenme)nin bir söz ve ses değil, yalnız bir mânâdan ibaret olduğunu zannettirebileceği gibi, kıssanın üç sûrede tekrar edilmesinin sebebini de açıklamıyor. Halbuki her birinde kıssa, sadece bir tekrardan ibaret olmayıp diğerlerinde söylenmeyen bir yönüyle açıklanmış olduğundan Razi'nin dediği gibi "nida" (seslenme)nin içinde bulundurduğu ifade de budur. Hepsinin ortaya çıkardığı gerçek Musa (a.s)'nın bir sözü, söz olarak işitmiş olmasıdır.
"Ta,Ha. Ey Muhammed! Kur'an'ın sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik. Ancak Allahtan korkan kimse için bir öğüt olarak (indirdik.) Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından yavaş yavaş bir indirilişle (onu) indirdik. O Rahman (kudret ve hakimiyetiyle) Arş'ı hükmü altına almıştır. Bütün göklerde olanlar, bütün yerlerdekiler, bu ikisinin arasında ve toprağın altında bulunanlar O' nundur. Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de gizlinin gizlisini de bilmektedir. Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. En güzel isimler O'nundur. (Taha Sûresi.Ayet :1-8)
Kur’an-ı Kerim’de Müminlerin 100 Özelliği
001- İnsanlar arasında adaletle hükmederler. (En’am Sûresi- 151) 002- Allah Teâlâ’ya asla şirk koşmazlar. (Furkan Sûresi- 68) 003- Namuslarını (ırzlarını) korurlar. (Furkan Sûresi- 68) 004- Hakkı bile bile gizlemezler. (Bakara Sûresi- 44) 005- Namazlarını huşu içinde ve doğru olarak kılarlar. (Mü’minun Sûresi- 2,9) 006- Anne ve babalarına “öf”
Furkan/59
O Zât ki; göklerle yeri ve ikisi arasındakileri (dünya günlerinden) altı gün (miktarına denk gelecek vakit)de (yoktan) yaratmış, sonra (bir mekâna yerleşmekten münezzeh olarak, Kendi murad ettiği mana üzere, Zât’ına yakışır şekilde) Arş’a istivâ buyurmuştur/sonra (emri ve hükmü) Arş’a (yönelip) istivâ etmiştir/ sonra (en büyük cisim olan) Arş (dâhil, tüm yaratıklar)ı (hükmü altına alıp, hepsini ilmen kuşatıcı şekilde) istîlâ etmiştir/! O Rahmân ki, sen (bu yaratılış konusunu, kendileri yaratılmış olanlara değil de, yarattıklarını hakkıyla bilici bir) Habîr olarak O’na sor! “Allâh-u Te`âlâ’nın, kullarının fevkınde oluşu” ve “Allâh-u Te`âlâ’nın mekândan münezzeh oluşu” gibi itikâdî meselelerle ilgili aklî ve naklî birçok delil, ayrıca; asırlarının imamları olan otuz üç müfessirin bu konudaki eşsiz beyanları; Rûhu’l-Furkan Tefsîrimizde, En’âm Sûresi: 3. ve 18. âyet-i kerîmelerin îzâhlarında tafsîlâtla zikredilmiştir ki, mütalaası kaçınılmazdır! (8/418-425, 511-535) Müteşâbih âyetlerden olan “Arş’a istivâ” konusunun îzâhı için bakınız: Âl-i İmrân Sûresi: 7; A’râf Sûresi: 54; Tâhâ Sûresi: 5.
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.