Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Şeytanın Kötüsü: İnsan
Bugünkü konumuz okurken beni etkileyen çokça altını çizip düşündüğüm o kitap: Şeytan’ın Günlüğü. Öncelikle konusundan biraz bahsetmem gerekirse şu şekilde açıklayabilirim. Kitabımızın konu aldığı şeytan cehennemde canı sıkıldığı için ve insanları daha yakından tanımak için dünyaya Amerikalı bir milyarderi öldürerek onun kılığına girmiş bir
Lovecraft ile ilk tanışmam oldu ve gerçekten olağanüstü bir hayal gücü. 40. sayfalardayken kendimi yarattığı o Cthulhu mitosunu araştırırken buldum.
Kozmik korkunun bu derece keyifli olabileceğini asla tahmin edemezdim. Anlatım ve olay örgüsünde öyle bir çekicilik vardı ki okumadığım anlarda bile merak etmeden kendimi alıkoyamadım.
Bir önceki okuduğum kitap bildiğiniz üzere Nantucket'lı Arthur G. Pym'in öyküsü idi ve acaba ne gördüler diye merak ettiğimi söylemiştim.
Alternatif bir evrende ne gördüklerini öğrenmiş oldum.
Bu kitap benim için çok değerli çünkü yarım bırakmıştım ve yeniden okuma fırsatım oldu , okuyun okutturun.
Rasialnikov benim için çok değerli suçlu olsada , sonu tahmin edilebilirdi .
Gözlerinin Ardında
Hikayesi çok sürükleyiciydi çok hızlı okudum kendini okutturan bi kitap.
Sonunu asla ama asla tahmin edemiyorsunuz!
Çok iyi bi kurguydu bu beyine saygı duymak gerekir fakat beni rahatsız eden bi nokta vardı; sanki kitap film yada dizi olmak için yazılmış gibi ki zaten dizisi çıktı. Yani kitap okumuyorsunuz gibi senaryo okuyorsunuz gibi. Karmaşık birazcık yada dizisi çıktığı için mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ama kesinlikle çok iyi bi son ve muhteşem kurgu harikaaaa.
1915 kışı biterken Mısır'ın biraz kuzeydoğusunda Tiamat adlı bir denizaltı, ilgi çekecek şekilde hareketsiz duran bir şilep bulur. Mürettebatının başına ne geldiği bilinmeyen bu şilebin ambarlarından bulabildikleri her değerli eşyayı Tiamat'a taşıyan denizcileri, hazinelerin keyfini çıkarmaya hazırlandıkları sırada beklenmedik bir olay ayağa kaldırır. Bu denizaltında yaşananları tahmin bile edemezsiniz. İhsan Oktay Anar okumayı özlemişim.
koku, ses, olasılık teorisi, laplace'in şeytanı, deneyler, denekler, seçimler, planlar, operasyonlar, her şey, hiçbir şey...
okudukça tahmin yürüttüğünüz, haklı çıktıkça yanıldığınız, ters köşe beklerken bariz olana ulaştığınız, dümdüz ilerlerken duvara tosladığınız, her şeyi anladığınız, hiçbir şeyi çözemediğiniz; gizem, gerilim ve olasılık dolu muhteşem bir yolculuktu.
okudukça hem evimdeymiş gibi rahat ve huzurlu hem de gerim gerim gerildiğimi ve diken üstünde durduğumu nasıl anlatabilirim, bilmiyorum.
fizik, matematik, bilim biraz bile ilginizi çekiyorsa ve bunları iç içe geçmiş yüzlerce düğümü çözüyormuşçasına bir gizem kurgusuyla harmanlanmış şekilde okumak isterseniz doğru yerdesiniz.
Yasemin Karahüseyin’i ben de çoğu okur gibi Ademin Kanadı ile tanıdım Hazerfen’in hayatına içten dokunmak hoşuma gitmişti. Bu kitap hayattan çok kopuk geldi bana. Devler, periler, ifritler, yamyamlar, cadılarla dolu bir hikaye diğer sayfada ne olacağını tahmin ettiğim için artık bitse dediğim bir romandı. Kalemi akıcı sözcükleri kuvvetli bir yazar sanırım hikayenin devamını yazmak istiyor Hayal Cadıyı öldürmeyip islam askerleriyle buluşturacak ama hiçbir merak kıpırtısı yok içimde başka bir hikaye yazsa biz okurlara başka bir dünyanın kapılarını açsa benim için daha merak uyandırıcı olacaktır.
Hollow Kardeşler
Hollow Kardeşler tuhaf ve gotik bir kitaptı. Her bölümünde "ne oluyor ya?" diyerek tepki verdim. Bir sonraki sayfayı çoğunlukla tahmin etmek zordu. Betimlemeleri o kadar iyiydi ki çok etkilendim. Gördüğüm kadarıyla gece okuyamayanlar da olmuş zaten. Benim için çok sorun olmadı gece okudum. Stranger Things havası da vardı biraz. Onun dışında gerçekten özgün ve akıcı bir kurgu olduğunu düşünüyorum.
*
KİTAP ARKASI YAZISI
On yedi yaşındaki Iris Hollow, her zaman tuhaf bir kız olmuştu. Çocukken iki ablasıyla birlikte tam olarak hatırlayamadığı ancak boyunlarının altında yarım ay şeklinde bir yara izi oluşmasına sebep olan bir olay yaşamıştı.
Ergenlik yıllarının çoğunu, üzerine katran gibi yapışan bu tuhaflıktan kaçmaya çalışarak geçirmişti. Fakat büyük ablası Grey şüpheli bir şekilde ortadan kaybolduğunda, hayatının daha ne kadar tuhaflaşabileceğini öğrenmek zorunda kaldı. Boynuzlu adamlar onu takip etmeye başlamış, kız kardeşinin tavanından bir ceset düşmüş, çirkin ve gerçekleşmesi pek mümkün olmayan anılar hafızasında belirginleşmeye başlamıştı.
Iris, ablasının bilinen son ayak izlerini ve arkasında bıraktığı ipucu kırıntılarının giderek tuhaflaşan izlerini takip ederken, onu kurtarabilmek için sahip olduğu tek seçeneğin çocukken yaşadıkları olayın gizemini çözmek olduğunu fark etmişti.
Peki ya ablasının ondan yıllar boyunca sakladığı şey neydi?
*
Uzun lafın kısası ilginç bir hikaye arıyorsanız doğru yerdesiniz diyebilirim. Kitabın devamı var mı veya çıkacak mı bilmiyorum ama umarım çıkar. Eğer çıkmazsa yarım kalır gibi geliyor. Çünkü merak uyandırıcı bir yerde bitti.
Önyargınızı sakince yere bırakın, tamam şimdi devam edelim
Bu kitap tam olarak fourth wing vol2.
Konu olarak alakaları yok belki evet ama sosyal medyayı sallamaları ve abartılmaları tam olarak aynı sebeplerden. İkisi de size sevilen bir kaç serinin ortaya toplaması olarak sunuluyo ve yazım dillerinin akıcılığı okuma sürecini kolaylaştırdığından kitaba daha rahat uyum sağlıyosunuz.(yalan yok harbiden çok
·
Not rated
Merhaba okur arkadaşlarım. Bugün sizlerle okuduğum İki Köy Bir Şehir adlı kitap hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Açıkçası kitabı elime ilk aldığım zaman,bitirdiğimde bu kadar etkileneceğimi hiç tahmin etmemiştim.
Yazarımızın sözleriyle başladı hikaye, lakin okudukça bu hikayeyi anlatan, benimle konuşan kişi kitabın ana karakteri Aziz
