“Hepimizin üzerimizde ikinci bir tem gibi taşıdığımız, adına bencillik denen şeyden yoksun kişi henüz anasından doğmadı, o ikinci ten öylesine kalındır ki, birinci tenimiz bir evet yada hayır yüzünden hemen kanarken ona hiçbir şey olmaz.”
Öyle can sıkıcı bir kitap ki, okurken tahminleriniz çıkmaması için dua ediyorsunuz, bir yandan bunu tahmin ettiğiniz için nasıl pis bir toplumda yaşadığınız için öfkeleniyorsunuz, ardından kitapta tahmininiz gerçekleşince yazarla kurguda bitiştiğiniz için kendinizi galip sayıyor, sonra ikiniz de insanlıktan bu kadar umudu kestiği için üzülüyorsunuz. Beni bu kitabı olurlen hayrete düşüren en büyük şey, hayrete düşmememdi. Halbuki insanın kendini bir hayvandan üstün tutmasını sağlayan tüm o ‘medeniyet’ duvarlarının nasıl yıkıldığını, ölüm ve yaşamdan başka sahip olabildiğimiz bir şey olmadığını, hatta ona bile sahip olmadığımızını anlatan muazzam bir yapıt. Metnin içinde zenginlik, özel mülk, kadınlık, erkeklik gibi bugün hala tartışmaya devam ettiğimiz pek çok mesele de incelikle irdeleniyor.