Proust'un yansıtma sürecini önceden verilmişin yüzeysel anlamda bir yeniden düzenlenmesi, süslenip yeniden etkinleştirilmesi olarak görmediği açıktır. Bunun en canlı örneğini de kendi yapıtıyla ortaya koyar : bu yapıtta geçmiş yaşamını canlandırmayı amaçladığı düşünülürse, anlatı sanatını gerçeklere yüz çevirerek bir düş oyununa dalma olarak anlamadığı kesindir ; ama yapıtının önceden verilmiş olanın, hele kendi yaşamı söz konusu olduğuna göre, fazlasıyla bilinen bir yeniden sunulması olmasını istemediğini de her şeyden önce romanın adı kanıtlar : Yitik Zamanın ardında :geçmişin anlatılmasından, anımsanmasından önce aranması,, daha da iyisi, araştırılması söz konusudur Proust için.
Anlatmaya başlamak, aynı zamanda bu sorunsala çözüm aramaya başlamaktır.
Reklam
İnsanlığı sınıfsız bir dünya toplumuna götürecek evrensel devrimi gerçekleştirmek olduğunu vurguladığından, "çağdaşlık gereği", "çağdaş" dergileri izliyor ve gene "çağdaşlık gereği", başta Nâzım Hikmet olmak üzere, toplumcu ya da toplumsal gerçekçi ozan ve yazarların yapıtlarını yercesine okuyarak onların açtıkları çığırdan gitmek istiyor.
Sayfa 20 - Can yayınları
#24
"Bula bula bu günü mü buldun Raşit? Evlenmemizin yıl dönümü bugün, sekizinci. Unuttun mu? Unutmazsın."
“Sanat için bir amaç düşünmek saçmadır. Herhangi bir şeye doğrudan yönelik değildir sanat; bir biçimdir ve bu niteliğiyle hiçbir şeye yönelik değildir, ciddi bir oyundur olsa olsa." Peter Handke
"Anlamak, anlamak, yalnızca anlamak, ne pahasına olursa olsun ve elden geldiğince çabuk anlamak; gerisi kendiliğinden gelir."
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.