Ve dünya denen madrabaza Bilgece cevap verebildiysen Kalabalıklar içinde Gürültülü bir yalnızlığa kaldıysan Bir padişah gibi başın dik Yürüyebiliyorsan sahtekârlar arasından Oğlunun gülüşünü sonsuzlukla Takas edebildiysen kararlılıkla Öyleyse uzan yanıma Sersem serkeş budala Uzan öyleyse tütünün avutan buruk tadına Ve içinde o sallapati, o korkunç his Böyle güçlü birine rastlamasaydım keşke hiç
Eski hayatlarımızla somut bir bağ kurabilecek ne kalmıştı? Benim gözlüklerim ve kemerim vardı; daha sonra onları bir parça ekmekle takas edecektim.
Reklam
kadınlar yüzyıllar boyunca erkekleri, olduklarının iki katı büyüklüğünde gösteren sihre ve enfes güce sahip aynalar gibiydiler. bu güç olmasaydı muhtemelen yeryüzü hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlarla kaplı olacaktı. savaşlarımızın ihtişamını kimse bilmeyecekti. koyun kemiklerinin üzerine geyik resimleri çiziyor ve koyun derileriyle çakmaktaşı veya bayağı zevklerimize hangi basit süs eşyası uygun olacaksa onu takas ediyor olacaktık hâlâ. üst-insanlar (süpermen) ve yazgının parmakları (fingers of destiny) asla var olmayacaktı. çar ve kayser hiçbir zaman taç giymeyecek veya taçlarını yitirmeyeceklerdi. medeni toplumlarda ne amaçla kullanılırlarsa kullanılsınlar, bütün vahşi ve destansı olaylar için hayatidir aynalar. napolyon ve mussolini’nin kadınların acizliğine böylesine vurgu yapmalarının nedeni de budur. eğer kadınlar daha düşük olmasaydı onlar da böylesine büyük olamayacaklardı. bu durum kısmen de olsa erkeklerin sıklıkla kadınlara ihtiyaç duymasınının nedenini açıklıyor.
Ruh müthiş bir realitedir. Alınıp satılabilir, takas edilebilir.
Sayfa 247Kitabı okudu
Mutluluktan korkarız biz, anlayacağınız. Daha küçük yaştan öğreniz ki havada, Etezyen rüzgarında, tekinsiz bir takas söz konusudur, öyle ki her bir hoşnutluk lokmasını mutlaka bir lokma ıstırap izler, atılan her kahkahaya mukabil bir damla gözyaşı vardır akmaya hazır, çünkû bu garip dünya böyle işler ve bu nedenle biz de içeride öyle hissettiğimiz günlerde bile, fazla mutlu görünmemeye çalışırız.
Sayfa 155Kitabı okudu
Henüz terbiyeli ve kibar bir insan olmamıştım; güvenliğimi düşlemin cam boncuklarıyla takas ettim.
Reklam
Tanrı kendisinin “olan” olduğunu ileri sürebilmişse, tamamen zıttındaki insan, “olmayan” diye tanımlayabilirdi kendini. Ve tam tam da o eksiklik, o varoluş noksanlığı, tepki olarak çalım satmaya başlamasına yol açarak meydan okumaya ya da yırtıcılığa teşvik eder onu. Kökenlerinden kaçtığı, ebediyeti oluşla takas ettiği kendi genç cinnetini yansıtarak hayata kötü davrandığı içindir ki, onu varlığın büyük döneği haline getiren bir dizi inkarla anonimlikten çıkar. Tabiata aykırı bir örnektir, güvencesizliği ölçüsünde mücerrettir. İnorganik kendi kendine yeter; organik ise bağımlıdır, tehdit altındadır, istikrarsızdır; bilinçlilik hükümsüzlüğün zirvesidir. Vaktiyle her şeyden istifade ediyorduk, bilinç hariç; şimdi bilince malikken, onun tarafından hırpalanırken ve gözümüze başlangıçdaki masumiyetin tam aksi ucu gibi görünürken, ne onu üstlenmeyi ne de ondan yüz çevirmeyi becerebiliyoruz. herhangi bir yerde kendimizdekinden fazla gerçeklik bulmak, yanlış yola sapmış ve düşüşe müstahak olduğumuzu teslim etmektir.
Odin aynı zamanda şiir, ilham ve sihir tanrısıydı. Bilgelik kuyusundan bir kereye mahsus ağız dolusu içmek için gözünün birini takas ettiğinden tek gözlüydü.
uygarlık insanın mutluluk olanağının bir bölümünü bir parça güvenlik ile takas etmiştir.
Sayfa 72
Cennet ya da cehennem, kim bilebilir ki? Zaten acıyla haz aşkın ayrılmaz İkilisi değil mi?
Sayfa 154 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Oyuncu, hiçbir zaman oyunun kendisinden daha büyük olmamalıdır, kuramcı kuramdan daha büyük olmamalıdır, kuram ise dünyanın kendisinden.
Sayfa 153 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dünyanın asıl eksiği «hiç» tir ve düşünce, bu Hiç’ in gerçek dünyanın yüzeyine düşen gölgesidir. (path of nihility).
Sayfa 152 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Düşünme eylemi bir baştan çıkarma eylemidir ve dünyayı, kendi varlığından ve kendi anlamından saptırmayı hedefler - baştan çıkma ve yoldan sapma pahasına.
Sayfa 151 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
dünya, sürekli eyleme geçişten başka bir şey olmamıştır hiçbir zaman.
Sayfa 145 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Donanımsızlık fark ediliyor
Kendilerinin olmayan bir ışıkta yansıyan; dışarıdan gelen şiddetli bir ışıkla aydınlatılmış kişiler, yüzler, manzaralar; tıpkı tuhaf bir olaya ramak kaldığını gösteren bir ışıkla aydınlatılmış acayip nesneler gibi. Hepsi de, aşırı derecede akışkan bir aura’ da yalıtılmışlar; acımasız ölçüde ayrıksı bir aura da.
Sayfa 144 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.