Bu arada, isyan, ilgisi olmayan kesimlerin, dikta rejimine karşı çıkan Türklerin tasfiyesi, ayıklanması için de fırsat olarak değerlendiriliyordu. Basını susturmak üzere sansür yasallaştırılıyor, dehşeti yıllar süren “Takriri Sükûn Yasası” yürürlüğe konuyordu. Yalnız Kürtler için değil, bütün muhalifler için korku dönemi başlamıştı. .
Ne oldu efendiler?! Hükümet ve Meclis, fevkalade tedbirler almaya lüzum gördü. Takriri Sükûn Kanunu'nu çıkardı. İstiklal Mahkemelerini faaliyete geçirdi. Ordunun sekiz dokuz seferber fırkasını uzun müddet isyanı bastırmaya hasretti. "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" denilen zararlı siyasi teşekkülü kapattı. Netice, bittabi cumhuriyetin muvaffakiyetiyle tecelli etti. Asiler imha edildi.
Reklam
Başlarken
Türk Basın Tarihinde yer alan Tanzimat, İstibdat ve Meş­rutiyet devirlerinin sansürleri ve yolsuzlukları ile Takriri Sükûn Yasası döneminin baskıları 1971'den bu yana yaşanan olayların yanında hiç kalı­yor. Acı bir gerçek!
Gerçek Yayınevi, Yeniden Yazılmış İkinci Baskı: 1996Kitabı okudu
Birkaç Söz
Nâzım Hikmet 1902 yılında doğmuş, 1920’de Bolu’da bir zaman öğretmenlik yaptıktan sonra Moskova’da dört yıl okuyup 1924’te İstanbul’a dönerek yeni şiirlerini ve politik yazılarını yayımlamaya başlamıştır. Şeyh Sait ayaklanması bahanesiyle çıkarılan Takriri Sükûn Kanunu sırasında –1926 yılında– Ankara İstiklâl Mahkemesi’nce “gıyaben” 15 yıl ağır hapse (kürek cezasına), 1930 yılında, Bursa Ağırceza Mahkemesi’nce 6 yıl 6 ay ağır hapse, 1938 yılında, Ankara’da Harp Okulu Askeri Mahkemesi’nce 15 yıl ağır hapse, gene 1938 yılında Donanma Kor. Askeri Mahkemesi’nce 20 yıl ağır hapse mahkum edildi. (Ceza toplam: 61 yıl 6 ay, bunun mahpusta geçen miktarı 18 yıldır.) 1950 Genel Af Kanunuyla cezaevinden çıkan Nâzım Hikmet, 1951 yılında memleketten kaçmak zorunda kaldı. Ölüm tarihi olan 1963 yılına kadar, 12 yıl da bir şiirinde “zor zenaat” dediği sürgün cezası geçmiş oldu. Böylece yurdumuzun ve dünyanın en büyük şairlerinden Nâzım Hikmet, 61 yıllık ömrünün 30 yılını mahpuslarda ve sürgünde geçirdi, eserlerini, bu çetin şartlar altında yazdı.
İthaki Yayınları
Takriri Sükûn Kanunu hakkında
Terakkiperver Cumhuriyet Fırka lideri ve İstanbul Mebusu Kâzım Karabekir Paşa da aynı fikirde olduğunu açıkladı, yine muhalefet erkânından Rauf Bey (Orbay), "Genç hadisesi oldu diye biz Cumhuriyetin esası olan Anayasayı ihmal edemeyiz mütalaasında bulundu. Bunlara, ilk olarak, Balıkesir Mebusu Süreyya (Örgeevren) ve Konya Mebusu Refik
Sayfa 317 - Yapı Kredi Yayınları, 11.Baskı, Şubat 2022Kitabı okudu
Birkaç Söz: Kemal Tahir:
''Şeyh Sait ayaklanması bahanesiyle çıkarılan Takriri Sükûn Kanunu sırasında -1926 yılında- Ankara İstiklâl Mahkemesi'nce ''gıyaben'' 15 yıl ağır hapse (kürek cezasına), 1930 yılınca Bursa Ağırceza Makemesi'nce 6 yıl 6 ay ağır hapse, 1938 yılında, Ankara'da, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl ağır hapse, gene 1938 yılında Donanma Kom. Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl ağır hapse mahkûm edildi. (Ceza toplamı 61 yıl 6 ay, bunun mahpusta geçen miktarı 18 yıldır.)''
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.