Recep Talha Ensar
@talhaensar_
Millî Türk Talebe Birliği Şanlıurfa İl Başkanı
Sosyolog
Üniversite
Şehr-i Urfa
68 reader point
Joined on June 2020
Gizli bir topluluk bir baskıcıyı devirebilir, fakat böyle bir topluluk, iyice yerleşmiş bir inanca ne yapabilir?
Genel inançlar sayesinde her dönemin insanları, boyunduruğundan kurtulamadıkları ve bir takım gelenekler, düşünceler, âdetler şebekesiyle çevrili bulunurlar. En bağımsız zekâ bile böyle bir boyunduruktan kurtulmayı düşünmez. Hiçbir baskı ruhlar üzerine bilinç dışı yapılan baskı kadar gerçek olamaz. Zira kendisiyle mücadelenin mümkün olmadığı baskı budur.
Yeni bir inanç, kitlelerin ruhunda kök salınca, onların kurumlarına, sanatlarına ve hareket şekillerine ilham kaynağı olur. O zaman bu inancın ruhlar üzerindeki egemenliği mutlaktır. Fiil ve icra adamları o inancı fiil sahasına koymayı, kanun yapıcıları onu uygulamayı düşünürler. Filozoflar, artistler, edebiyatçılar onu değişik şekiller altında açıklamakla uğraşırlar.
Reader Follow Recommendations
Uygarlık öğelerini değiştirmeye zorlanmadan inançlarını değiştirmek henüz hiç bir kavme nasip olmamıştır.
Tapılanlar, kahramanlar ve inançlar kendilerini kabul ettirirler ve tartışılamazlar, tartışılabildikleri anda da ortadan silinirler.
Kitleler her zaman, bireyler çoğu defa hazır fikirlere muhtaçtırlar.
Hiç kimsenin dokunmaya cesaret edemeyeceği bazı isimler ve şeyler vardır. Çağdaş bir okuyucu için Homeros'un eseri büyük bir can sıkıntısı verir, fakat bunu söylemeye kim cesaret edebilir?
Nüfuz, her egemenliğin en güçlü zembereği, en güçlü aracıdır. İlahlar, krallar, kadınlar onsuz hiçbir zaman egemenlik kuramazlar.
İşte bunun içindir ki, halk arasında tutunmuş olan bir düşünce ne kadar abes olursa olsun, sonunda toplumun yüksek tabakalarına da kendini kabul ettirmektedir. Aşağı düzeydeki toplumsal tabakaların yüksek tabakalar üzerindeki bu etkisi o derece hayret vericidir ki, kitlelerin inançlarını oluşturan düşünceler, öncelikle içinde doğmuş oldukları çevrede etkisiz kalmış olanlardır.
Fikirler ve inançlar özellikle sirayet mekanizmasıyla ve pek az da sorgulama mekanizmasıyla yayılır.
Kitleler delil ve kanıtlarla değil, modellerle yönlendirilirler. Her dönemde sayıları az olan bazı kişiler, hareketlerinin izlerini bırakır ve onları bilinçsiz kitleler taklit ederler. Bu kişilerin önceden kabul edilmiş düşüncelerden pek de ayrılmamaları gerekir. Aksi taktirde bunları taklit etmek güç ve etkileri sıfır olur. İşte asıl bu yüzdendir ki dönemlerinin üstünde bulunan insanların, kendi dönemleri üzerinde genellikle hiçbir etkileri yoktur. Aradaki fark fazla büyüktür. Yine bu yüzdendir ki Avrupalılar, uygarlıklarının bütün avantajlarına rağmen Doğulular üzerinde etkili olamazlar.
İddia ve tekrar hayatta mücadele edebilmek için en kuvvetli vasıtalardır.
iddianın gerçekten tesirli olabilmesi için mümkün olduğu kadar aynı kelimelerle tekrar edilmesi gerekir. Napolyon, "Biricik ciddi söz sanatı tekrardır." demiştir.
İddia ne kadar açık ve deliller ne kadar sade ve ispattan uzak olursa, hüküm ve etki de o nispette büyük olur.
Kitlelerin ruhuna bazı düşünce ve inançları -örneğin toplumsal teorileri- yavaş yavaş sindirmek söz konusu olduğu zaman önderler tarafından değişik usuller kullanılır. Onlar başlıca şu üç usule başvururlar: İddia, tekrar, sirayet. Bu telkinlerin etkisi oldukça ağır, fakat devamlı olur.