Bir insanı ezmek, bitirmek istiyorsanız, ona en korkunç cezayı vermek gerekir; bu öyle bir ceza ki, en korkunç bir caniyi bile korkudan titretsin; bunun için ona verilecek zorunlu çalışmanın tam anlamıyla gereksiz, manasız olmasını sağlamak yeterlidir.
Aşk ayrılığı ölümden daha şiddetlidir.İnsanı sersemletip hayattan soğutması bir yana tam bunalımların ortasında bırakır. İnsan bu durumda yapayalnızdır, kimsesizdir, elleri üşümüş, ayakları donmuştur; bedeni, aklı, beyni esrarkeşlere özgü alemlere dalmıştır.
Reklam
"Senin için bir sakıncası var mı?" Sesi tam kulağımın içindeydi. "Sanırım bunu sana kenara kaymanı söylemeden önce sormalıydım, değil mi?" "Hayır," diye fısıldadım."Bir sakıncası yok." "Güzel." Yan döndü ve bana baktığını biliyordum. Kaşık pozisyonundaydık! Fakat birbirimize dokunmuyorduk o yüzden bu sayılmazdı."Çünkü bu yatak benimkinden çok daha rahat ve benim gidesim yok." -Sydney
Reaminasyon -canlandırma- terimi bütün belirsizliğine rağmen, baskın dini çağrışımları olan diriltme sözcüğüne tercih edilmiştir. Bu terimle kastedilen tam olarak nedir; Canın (animus) bedene bağlanması mı, yoksa uzaklaşmakta olan ruhun (anima) geri çağrılması mı?
Yavaş yavaş güveni azalıyordu. insanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. işte tam da o dönemde, drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduğunu fark etti. birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse o acıyı biraz olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.
"Bugün annem öldü veya dün, tam hatırlamıyorum."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.