Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nelerin ilgimi çektiğini tam olarak bilemeyebilirim ama nelerin çekmediğinden kesinlikle eminim...
Bir tane bile önemli haber yoktu. Araları boşluklarla dolu hayali tuğlalardan örülmüş, hayali bir kule. Fakat gerçeklik sadece önemli şeylerden oluşsaydı, kafanıza göre dokunamayacağınız, tehlikeli, camdan bir yapı olurdu. Kısacası günlük hayat denen şey tam da bu başlıklardan ibaretti. Bu yüzden de herkes, anlamsızlığını bildiği halde, yaşadığı evi, pusulasının merkezine koyardı.
Sayfa 69
Reklam
Mikro siyaset düzeyinde farklılık sloganını benimseyen otorite-karşıtı sol, sosyalist ülkelerin dağılmasından bu yana sağ için pek ilgi çekici olmayan bu tür karşıdevrimci analizlere sahip çıktı ve Marksizmi tam da merkeziyetçi ve otoriter olduğu gerekçesiyle Ütopyacı diye nitelendiren geleneksel anarşist eleştirilerdeki devlet kar­şıtı tutumları kabul etmeye başladı.
Sihirli bir hap da yoktur.
Travmayı dönüştürmek travmatize olmuş kişinin yerine getirip sonra da arkasına yaslanıp kendinden hoşnut bir şekilde sonuçları bekleyeceği bir ritüel değildir. Sihirli bir hap da yoktur. Dönüşüm kim olduğunuza dair temel inançlarınızı zorlama arzusu ve iradesi gerektirir. Tam olarak anlayamadığımız duygu ve tepkilere güvenecek kadar inançlı olmalı ve uyumsuz gibi görünen algılarımızı dengelemek üzere yönetimi devralan ilkel, doğal kurallarla uyum içinde akmayı demeyimlemeyi arzulamalıyız.
“Tam tersine zavallı erkekler! Suad Hanım, bir kadının ne olduğunu anlayanlar için asıl zavallı olan erkeklerdir. Kadın olmayınca erkek hayatının ne kadar kuru, yağmursuz, tesellisiz siyah bir çöl olduğunu bilseniz... Bunu çoğunlukla erkekler de biliyorlar da, sonradan unutuyorlar... Bir kadının bir erkek hayatına sadece varlığıyla nasıl şiir kattığını ve canlılık verdiğini, ruhu ortadan kaldırdığımızı düşünsek bile yalnız vücut için de nasıl büyük bir koruyucu olduğunu bilseniz... Biraz önce bana buradaki hayatınızı anlatıyordunuz. Sizin her saati geçirmek için değişik mutluluk bahaneleri bulmanızı, küçük eğlenceler yaratmanızı anlatırken ben yirmi dört saatlik hayatımın nasıl bir cehennem olduğunu, sonsuz, tükenmez zamanlar yaşadığımı, ilerlemeyen, sürüklenemeyen bir hayat olduğunu düşünüyordum. Sadece şunu söyleyebilirim ki, ölecek derecede bunalıyorum.”
Sayfa 61 - PdfKitabı okuyor
Gidenlerin yerini gelenler tutar, çocuklar büyür, nişanlanır, evlenir, kendilerine benzeyen çocukları olur ve böylece hayat hep aynı minval üzerine sürer gider ve hiç farkına varılmadan mezarın tam yanı başında biterdi.
Reklam
Lisanslı veya nitelikli olduğu özel eğitiminden fazlasını gerektiren konular hakkında düşünmek, konuşmak ve yazmaya cesaret edenleri, amatörlükle itham eden sesler gittikçe cılızlaşmaktadır. Ve bu tür çatlak sesler iki tip çok özel çevreden yükselir: Bunlar ya aşırı bilim yanlısı çevreler, yahut tam bilim karşıtlarıdır.
"Önemi yok." Tam tersine, çok önemliydi.Öyle üzgündüm ki, o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, o an ölmeyi istedim.
Sayfa 44
HASTAYIM
Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.
... İnsan kelimenin tam anlamıyla, ne düşünüyorsa ona dönüşür...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.