Aynen durduk yere tehcir yapıldı kardeşim.
Hayestan ismindeki Ermeni gazetesinin 6 Temmuz tarih ve 25 numaralı nüshasında - ihtilal merkezinin raporlarına nazaran - bu kanlı facia şu suretle tasvir ediliyor: " ... Biz düşmandan yirmiden fazla mevki zapt ettik. İsyanın dördüncü günü, en büyük muzafferiyeti ihraz eyledik. Hamidağa Kışlası 'nda infilak da o gün oldu. Biz, kışlanın tam altına bir bomba koyduk. Bomba, ateş aldı. Fakat binayı tamamıyla tahrip edemedi. Gece, kışlaya ateş verildi. Askerin bir kısmı -ki bunlar, hudutlardan gelen ve tedavi edilmekte olan ağır yaralı Türk askerleri idi- bu yangında yandı. Bir kısmı da, gecenin karanlığından istifade ederek kaçtı.
Akıl Fikir Yayınları
Facia :)
Sonuçta her şey yolunda gidiyordu ve gerçekten de tam savaşı kazanmak üzereydik ki, günün birinde, öğle yemeği saatinde onun allak bullak olduğunu gördüm, tabağına elini bile sürmek istemiyordu. Beklenmedik bir facia, ani bir hastalık kaygısıyla telaşa düştüm. Kendisini özen dolu sevgime emanet edip içini dökmesi için ona yalvardım. Düzenli aralıklarla bir ay boyunca lokma tatmış olmanın sonucunda Lola en az bir kilo şişmanlamıştı! Nitekim, kullanılmak zorunda kalan fazladan deliğiyle küçücük kemeri faciaya tanıklık ediyordu. Derken sıra gözyaşlarına geldi. Elimden geldiğince onu teselli etmeye çalışırken, o heyecanla, taksiye atlayıp, muhtelif yerlerdeki nice eczaneyi dolaştık. Rastlantı bu ya, tüm tartılar, acımasızca, söz konusu kilonun gerçekten de alınmış olduğunu doğruluyordu, inkâr edilemez biçimde.
Reklam
18. yüzyıl, hem bağımsız bir siyasî ve kültürel bütün olarak Kırım Hanlığı'nın sonunu ve hem de Rusların Kırım yarımadasını ve Tatar halkını fethini beraberinde getirmiştir. Müteakip yılların göstereceği gibi, bu, Tatar halkı için tam bir facia olmuştur.
Arap sevici arkadaşlar özellikle okusun
Müslüman fatihler, büyük mücadeleler sonucu ele geçirdikleri büyük şehir ve kasabaların sadece zenginliklerine göz dikmek ve halkın elinde ve avucunda ne varsa toplamakla kalmamışlardır. Onlar bu fetihler sırasında karşılarına çıkan savaşçı Türk unsurunun kökünü kazımak için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Müslüman Araplar hiç bir zaman kılınçlarını bu Türklerin ensesinden kaldırmamışlar ve yüzbinlerce Türkü, Çoğu kere masum olan bu insanları, orta yerde hiç bir ciddi gerekçe olmadan kılınçtan geçirmişler bir o kadarını da esir almışlardır. Daha ziyade Kuteybe b. Müslim 'le başlayan bu Türkleri kılınçtan geçirme ameliyesi, çeşitli aralıklarla tam kırk sene devam etmiştir. Bu, Orta Asya Türk varlığı için dahi, kendi tarihinde hiç bir zaman eşi ve benzeri görülmemiş bir facia idi.
Sayfa 11 - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
Tam bir facia içindeyiz biz.
Sayfa 154 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
20 yaş civarın­dayken uykuyu yitirdim ve bunu insanın başına gelebilecek en bü­yük facia gibi görüyorum. Saatler boyunca bütün şehri dolaştığımı hatırlıyorum - Sibiu, Ortaçağ'dan kalma çok güzel bir Alman kenti­dir. Yani geceyarısına doğru çıkıyordum ve sadece sokaklarda dolaşıyordum; tek tük fahişeler ve ben, ıssız bir şehrin içindeydik, tam bir sessizlik, taşra. Saatler boyunca sokaklarda dolanıyordum, bir nevi hayalet gibi. Daha sonra yazdığım her şeyi bu gecelerde tasar­ladım. İlk kitabım, Ümitsizliğin Dorukların­da bu döneme dayanır. 22 yaşında yazdığım bir kitaptır bu, bir tür vasiyetname, çünkü intihar edeceğimi düşünüyordum.
Fikret'le Akif'in anlaşmazlığı da bir başka facia.
Fikret, fildişi kulesine mahpus, yüzde yüz ferdiyetçi bir sağ. Akif, damarlarında tarihin nabzı atan bir halk çocuğu, Batı'nın anladığı manada tam bir sol. Talihsizliğe bakın ki, Fikret solun bayrağı yapıldı, Akif sağın. Mefhumların böylesine tersyüz edildiği hiçbir ülke ve hiçbir çağ yoktur.
Merkezinde kuvvetli bir aşk bulunmadıkça; hayat ne tam bir mutluluktur, ne de tam bir facia...
Merkezinde güçlü bir aşk bulunmadıkça hayatınız ne tam bir mutluluk olur ne gerçek bir facia.
Sayfa 158Kitabı okudu
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.