ey nefis! Eğer nefsini tam mânasıyla tanı- mış olsaydın, muhak-kak zannedecektin ki, insanlara her- hangi bir belâ ancak senin meymenetsizliğinden isabet eder. Azab olasıca, ey nefis! Kendi nefsini İblis'in merkebi yap- tın. İblis seni istediği yere çekip götürüyor. Seninle istihza ediyor. Buna rağmen sen kendi amelini beğeniyorsun. Hål- buki onun içinde öyle åfetler vardır ki, eğer başbaşa onlardan kurtulursan, kår senin ellerinde olur. Birçok hata ve kayışla- rına rağmen nasıl amelini beğeniyorsun? Halbuki Cenâb-ı Hak, İblis'in bir hatâdan ötürü ikiyüz bin sene (Adem yara- tılmazdan evvel) kendisine ibâdet ettikten sonra dergahından kovdu.
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Kitap Batı Medeniyeti ve İslâm Medeniyetinin doğuşundan bugüne kadar süregelen düşünce altyapısı hakkında bilgi sunuyor. Sade bir dil, akıcı bir üslup ve bol bol tarihle bezenmiş bir eser. Haçlı seferlerinden tutun da medeniyet çatışmalarına ve bunlara sebep olan düşünürlerden, Endülüs coğrafyasından, oryantalist düşünürlerin eserlerinden bahsediyor. Modern zamanlardaki İslâm ve Türkiye düşmanlığına kadar birçok konuda derin ilişkilere yoğunlaşılmış bir eser. Geçmişten bugüne İslam ve Batı'nın tarihi bir analizinin yapıldığı faydalı bir kitap olmuş. Ayrıca bence konuya da olabildiğince objektif yaklaşmış ve sorunları tam isabet ettirerek bulmuş. Olaylara bide bu açıdan bakıp İslam ve Batı medeneyetlerine dair daha fazla okuma yapmak lazım. Medeniyet çatışmalarına ve bunlara sebep olan düşünürlerden, haçlı savaşlarından, Endülüs coğrafyasından, oryantalist düşünürlerin eserlerinden bahsediyor.
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,359 okunma
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Neşter Bu Kez Ruhumuzda - Otopsi
Deha'nın insan hayatına yansımasını gözler önüne seren bir polisiye romanı mı arıyorsunuz? Karınızın sizi anlamadığını düşündüğünüz, çocuklarınız arasında ayrım yaptığınız korkunç bir ebeveyn misiniz? Ya da sonuçlarına katlanmaya? Otopsi tam da sizlere göre. Ana karakterimiz Dr. Frank Clavenger en keskin zekalı psikopatların dahi zihnine girebilen ve onların düşünce yapısını analiz edebilen bir psikiyatristtir. Karşılaştığı vaka ise bilim insanı John Snow'un ölümüdür. Acaba ölüm sadece bitiş mi yoksa bir sonraki yolculuğumuzun başlangıcı mı? Yüksek IQlu, çoklu düşünebilen ama ailesini dahi gözü görmeyen bir mucit düşünün. Para bu adama özgürlüğünü verdi mi?
Keith Ablow
Keith Ablow
a göre vermemiş. Yazar, hayatın bir kurşuna bağlı insan göğsüne isabet ettikten sonra dahi sona ermeyeceğini okurlarına anlatıyor. Bu kitapta en sevdiğim detaylardan biri de epilepsi hastalığına yer verilmesi ve konunun detaylandırılması. Karmaşık bir olay örgüsüne sahip bir kitap, bu yadsınamaz. Ama soluğunuzu tutup kitabın sonuna ulaşabilirseniz siz değerli okurları büyük bir sürpriz bekliyor benden söylemesi.
Otopsi
OtopsiKeith Ablow · Pegasus Yayınları · 2013247 okunma
Kumandanların en büyük cesareti, sorumluluktan korkmamalarıdır, dedim. Hakikaten sorumluluğun ağırlığını ben kendi nefsimde tecrübe ettim. Namuslu ve şeref sahibi bir kumandan için ölüm hiçbir zaman hatıra gelmez; onu düşündüren, icraatının isabet ve isabetsizliğidir. Tam tersine, geri çekilme manevrası için kumandada çok büyük karar isabeti, görüş sağlamlığı olması lazımdır. Bizim ordumuzu felaketlere sevk eden çoğunlukla geri çekilme manevrası için azim ve karar sahibi kumandanlarımızın yokluğu olmuştur. Üstün düşman taarruzu karşısında çoğunlukla kumandanlar, askerin kendi kendine mevkilerini terk ettikleri zamana kadar karar vermekten çekinirler ve sonra da geri çekilmeyi bir kabahat ve askeri kabahatli görürler.
Sayfa 186 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918) - 6 Temmuz 1918, CumartesiKitabı okuyor
Yine tam belli olmayan başka noktalardan 106 mm geri tepmesiz top atışı yapıldı. Bu mermiler bir iki tanka isabet etmişti. Daha sonra havan sesleri duyuldu. General Smith tümbunları birer birer not alıyordu. Aslına bakılırsa hayli düzenli bir ordunun vereceği cevaplan veriyordu düşman. Arap olmadıklarını, kendilerine getirilen cesetlerden anlamıştı. Bazı Arapların da şimdi ölüler arasında olduğu söyleniyordu, ama esas çatışmayı sürükleyen bu yabancı askerlerdi. Rus olup olmadıklarını düşündü ama, Ruslar neden bu kadar azimli savaşsınlar ki, diye geçirdi içinden. Aslında düşünmek istemediği diğer olasılık, bu adamların Türk olmasıydı ki gitgide bu fikre doğru yaklaşıyordu. Karşısında Türk askerleri vardı ve çok hazırlıklıydılar. Nasıl olmuştu da bu kadar ani ve gizli bir operasyonu önceden haber alıp bu kadar geniş bir teşkilatı hazırlayabilmişlerdi?
Sayfa 182Kitabı okudu
Schopenhauer tam bu noktaya parmak basar: “Eleştiriler, hedefe isabet ettikleri ölçüde acıtırlar canımızı. Kendisine yöneltilen bir eleştiriyi gerçekte hak etmediğini bilen kişi, onu kolayca ve güvenle görmezden gelebilir.”
Reklam
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
TAM İSABET !
. . . Fakat 1964 yılında yazdığım "(...)yırtsın öpüşlerimi paslı tenekeler, soyunup org çalayım" mısrasının Freud'un yazdıkları arasında bir yorumuna rastlayınca psikanalize bakışım değişti. Freud'un yazdığına göre rüyada çıplak olarak piyano çalmak obje olmaksızın bir cinsel doyum isteğinin belirtisiydi. Pes doğrusu! Tam isabet! Gerçi ben mısramın imgesine rüyada ulaşmamıştım ama şiir, uyanıkken rüya görmek değil mi?
Sayfa 76 - Tiyo YayıncılıkKitabı okuyor
Tam isabet ..
Takdir-i İlahi'nin ruh ve vücut güzelliğini bir arada verdiği bir kadın gerçektir, sadece aşkla anlayabileceğimiz ve sadece erdemle dokunabileceğimiz şekilde, aynı zamanda hem açık, hem gizlidir; böyle bir kadını açıklamaya kalkıştığımızda buhar olur, kaybolur gider.
Sayfa 75 - Olympia yayınlarıKitabı okudu
“O kitaplar yazılmıştı! O zaman beni aç bırakan, evini yasak eden ve düzenli bir işe girmiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. Halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. Şimdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmediği bu düşünceler yerine ne söylesem saygıyla dikkat kesiliyorsunuz. Ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem küm edip isabet buyurdunuz dersiniz. Neden? Çünkü ünlüyüm, çok param var. Martin Eden olduğum, iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. Size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. Hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.”
Sayfa 441 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Emri bil maruf nehyi anil münker
Her bir mümine "Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker" farzdır. Kişi tam yaşamasa bile ve İnsanlardan korkup çekinenin hali müstesna. "Yavrum, namazı gereği üzere kıl; iyiliği emret ve fenâlıktan alıkoy. Bu hususta sana isabet edecek eziyete katlan. Çünkü bunlar kesin olarak farz kılınan işlerdir" (Lokman Suresi
Ellerine sağlık Hasret
Genç adam pirelenmişti hareketlerinden: --Hasret, ne yapmak istiyorsun? --Her şeyin bir bedeli vardır unuttun mu? Senin o ihanetinin bedelini, o pis vücudun bile ödemez aslında! --Çocuk olma. Karımı bile boşarım istersen. Tam üç el ateş etmişti peş peşe... İsabet bulan kurşunların ardından tezgâhın arkasına pelte pelte yığılıp kalmıştı Suat. Alev alevdi gözleri Hasret'in ve kin dolu bir sesi vardı kurşunların peşinden: --Gebermediğini biliyorum. Domuz kurşunu getirmeliydim aslında. Gebermediysen bil ki, daha ödeşemedik!
*~●。。。Tepesine tam üç kere yıldırım isabet edince adı uğursuza çıktığından dolayı, yanından geçtiği minarelere, saraylara ve konaklara şimşekleri cezbetmesin diye Kostantiniye'de dolaşması padişah fermanıyla yasak edilmisti.
Sayfa 112 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Buraya kadar konuşmamızı sakin bir vaziyetle dinleyen Yüzbaşı Cevat Bey, Paşa'nın yaveri, kalın, sertliği hoşa giden bir sesle, "Bu şarapnel misketlerinden bir tanesi Paşa'nın göğsünü okşamıştır!" dedi. "Nasıl?" dedim. Evet, sağ tarafta ceketimde bir kurşun yeri gördüm. Yanımda bulunan subay, "Efendim, vuruldunuz" dedi. Ben böyle bir söz yayılırsa askerimizin manevi kuvveti üzerinde yapacağı etkiyi düşündüm. Elimle subayın ağzını kapadım. "Sus" dedim. Cevat Bey devamla: "Bir şarapnel misketi göğsünün sağ tarafında tam saatinin bulunduğu cebe isabet etmiştir. Saat parça parça oldu. Fakat o darbe Paşa'nın göğsünde hafif bir leke bırakmaktan başka ileri geçememiştir" dedi. "O saat sizin için tarihi bir saattir. Görebilir miyim efendim? " dedim. O saatin kalıntısını bu muharebeden sonra Liman Paşa hazretleri hatıra olarak aldılar. Bana da kendilerinin aile asalet armasını taşıyan saatlerini verdiler.
Sayfa 162 - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülâkat (24-28 Mart 1918) - Üçüncü SafhaKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.