İlişki tercihleri hakkında konuşmak istediğim bir şey değil ama bir durum var ki her denk gelişimde şaşkınlıkla karışık mide bulantısı yaşıyorum. 30'lu yaşlarındaki koskoca adamlardan evlilik gibi talepler alınca midem bulanıyor. Tam olarak kendilerini ne sanıyorlar acaba? Aynaya bir kere olsun dönüp bakmıyorlar mı? Nasıl kendilerini yirmilerindeki genç ve güzel bir kadına denk görüyorlar? Kardeşi olarak görmeleri gereken kadınlara yan gözle bakan sapık varyantları hepsi. Yanlış anlaşılmasın ben de muhtemelen o yaşlara geldiğimde hâlâ bekar kalacağım ama tutup yirmili yaşlarındaki genç çocuklarla ilgileneceğimi sanmıyorum. Yaş grubunuzla ilgilenin abicim, kendi jenerasyonunuzla. Sağlıklı bir ilişki için kadın erkek yaş farkı max +-3 falan olmalı, kadın ve erkek çok büyük olunca orada kafalar uyuşmuyor. Kafa uyuşsa görüntü uyuşmuyor, bir taraf yaşlı bir taraf genç, çirkin duruyor. Yaşlandığını kabul etmeme ve genç kalma çabası mı bu anlamıyorum... Kısacası yaşça büyük olup da kendinden 5+'ten fazla yaş farkı bulunan kadınlara talip olan yolda görsem abi diyeceğim erkekler sapık ve iğrenç geliyor. Kas yapınca da daha genç falan durmuyorsunuz, yaşlı ve kaslı bir adam oluyorsunuz sadece, bilin istedim.
464 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Meftun, Batı özentisi bir adam. Ailesini de bu yolda eğitmek için çırpınıp dururken hayli zorlansa da pes etmez. Bu sırada cimriliği ile nam salmış ancak malı mülkü pek çok olan Kasım Efendi'yi gözüne kestiren Meftun, bu ihtiyarın malvarlığını kendi üzerine almak için kızıyla evlenme planı yapar. Ancak işler istediği gibi gitmez. Tam bu sırada kız kardeşi Lebibe ile Kasım efendinin oğlu Mahir'in ilişkisini öğrenince yeniden ışıklar yanar ve yeni bir plan yapar. Modernleşmeye çalışırken peşlerini bırakmayan alaturkayla her fırsatta mücadele eden Meftun amacına ulaşıp Kasım efendinin mallarına konacak mı dersiniz? Hüseyin Rahmi'nin kalemiyle tanışmak için yanlış bir kitap. Bunun yerine ilk olarak "Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç", "Hakka Sığındık" veya "Gulyabani" adlı kitaplardan başlamak okuma kolaylığı açısından en doğrusu olacaktır. Çünkü bu kitapta yazarın anlatımı okuyucuyu hayli yoran, uzun uzun betimlemelerle sıkan bir havaya sahip. Gürpınar'ın esprili dilini bu kitapta da görüyoruz ve pek çok yerde gülmeden edemiyoruz. Ancak anlatımdaki yoğunluk bu keyfi biraz baltalıyor. Toplum yapısı, kadın erkek ilişkileri, ataerkil sistem üzerine eleştirileri şu anda bile geçerliliğini bir bakıma sürdürüyor. Her ne kadar eğitim bakımından günümüz kadınları, erkekler kadar gelişmişlik gösteriyor olsa da değişmeyen kalıplar yine kadınları çepeçevre kuşatmaya devam ediyor. Toplumun kadın erkek algısı o zamandan bu zamana ne yazık ki pek değişemedi.
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,062 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Ağaçlar Ağaçlardan Olur Biz Uzaklardan
’Benim hayranlığımdan inlerdi şehir/Ben atlara ve uzaklara hayrandım.’ Kitaplar ambalajlarından belli olur. Kapak tasarımı 51 yaşındaki Mario Dilitz’e (Büyük Balık) ait. Bir çocuk elinde acı çektiğini hissetmediği ölü bir balık taşıyarak barbarlığı temsil ediyor olsa gerek. Daha iyi bir üsluba sahip isimler okudum edebiyatımızda. Ali Hoca olsaydı
Barbarın Kahkahası
Barbarın KahkahasıSema Kaygusuz · Metis Yayınları · 20201,819 okunma
Yazının yayılması birbirinin tam tersi iki yöntemle oldu, bu durumu teknoloji ve düşünce tarihinde de hep görüyoruz. Biri bir şey icat ediyor ve onu kullanıyor. Başka olası bir kullanıcı olarak siz başka insanların kendi modellerini ürettiklerini ve onu kullandıklarını bilerek o şeye benzeyen ve kendinizin kul­lanacağı bir şeyi nasıl tasarımlıyorsunuz? İcatların bu şekilde bir yerden bir yere yayılış biçimleri geniş biryelpaze oluşturur. Yelpazenin bir ucunda "kopyalamak” var­dır: Elinize geçen şeyin kopyasını çıkarır ya da onda değişiklik­ler yaparsınız. Yelpazenin öteki ucundaysa "temel düşüncenin yayılması” bulunur: Temel düşüncenin biraz fazlası size ulaş­mıştır, ayrıntıları yeniden icat etmeniz gerekir. O şeyin yapıla­bileceğini bilmek sizi de o şeyi yapmaya kışkırtır ama sonuçta ortaya koyacağınız belli bir çözüm ilk mucidinkine benzeyebilir de benzemeyebilir de.
Merhabalar.Uzun zamandır Operatöre bağlanıyorsunuz ile ilgili post göndermemiştim.Siz hala okumadınız mı?Bence kesin okuyun..İşte size yardımcı olacak bazı alıntılar.. :) Yalnız dikkat edin bu kitabı okurken gülmekten ölebilirsiniz.. :) “Ne yani?” diye çemkirdim kendi kendime sessizce.”Adama randevu mu vereceksin,kızım?İyice kudurdun!” “Serce?Bir şey mi istedin?” Arka masadaki Salih aniden bana seslenince irkildim.Ulan şu herifin de kulakları hemen tilki gibi dikilmese olmuyor!Senin adın Salih değil,Tilki Salih olsun madem.Bunu hak ettin,canımcağızım.” “Yok,yok,”diye onu başımdan savdım çabucak.”Bir sorunu çözemedim de.” “Tamamdır,”diye seslendi.Sonra da kendi ekranındaki işine döndü. İnsanlar sigarayı bırakmakla mücadele ederken ben lakap takma huyumdan kurtulmaya çalışıyordum.Ne garip bir yerdi şu kafamın içi! Kulaklığı tekrar takarken her şey usul usul yerine oturmaya başlıyordu. Bütün imkansızlıkların zihnimde dört dönmesine rağmen içimdeki şeytanca isteği bastıramıyordum.Karar vermenin tam zamanıydı.Ya bu işe girişecek ya da başlamadan pes edecektim.Sonunda her ay ödül almak ya da rezil olarak kovulmak vardı. İçimdeki şeytan yine uslu durmadı ve ikide bir beni dürtükleyip listenin üst sıralarındaki adımı işaret ederken gözlerim bir kez daha ekrana değdi. Bu,daha soruyu okumadan cevabını bildiğim bir sınavdan başka bir şey değildi. Çünkü ben... Evet,ben kesinlikle bir melek olmaktan çok uzaktım.. Sayfa=92 Ephesus yayınları,Serce Sevinç <3
Ducrot bir edimin ne olduğu sorusunu sorduğunda tam da hukuki düzenlemeye döner ve hakimin bir suçluyu bir hükümlüye dönüştüren kararını örnek olarak alır. Aslında, öncesinde olan şey, yani bir kişinin bir suçla suçlanması ve sonrasında olan şey, yani suçlunun cezasının uygulanması bedenleri etkileyen etkilemeler-etkilenmelerdir (mülkün bedeni,
Reklam
Zengin adam altın içinde yüzse bile, paraya olan açlığını tam olarak doyuramaz. Kızıl denizin incileriyle boynunu süsler, bereketli tarlalarını yüz öküz sürer, ama yaşarken içini kemiren endişelerden kurtulamaz, ölünce de o dönek serveti onunla ölmez!
384 syf.
10/10 puan verdi
Kartal Pençesi Ebruli
Merhaba, bugün canım seriyle vedalaşma zamanı Hani ne yazarsa okurum dediğimiz yazarlar vardır ya benim içinde https://1000kitap.com/payelll_ ne yazarsa okurum dediğim yazarlardan. Her kitabinda kadın karakterler güçlü,adamlar ise çok güzel seviyor.Daha ne isteyeyim. Eh tabi çok güzel bir arkadaş grubu da olursa,dönen muhabbetler,asktan basi dönmüş karakterler
Kartal Pençesi - Ebruli
Kartal Pençesi - EbruliPayelll · Parola Yayınları · 202414 okunma
Ey dünyevi yaratıklar, nereden geldiğiniz konusunda ancak rüyadaymışsınız gibi hayal meyal bir bilgiye sahipsiniz ve henüz bakışınızı mutluluğun gerçek amacına tam olarak çevirmemişsiniz. Dolayısıyla bu amaç hakkında ileriye dönük herhangi bir düşünceniz yok. Yine de doğanın niyeti sizi gerçek iyiye götürmekten yana. Ama türlü türlü yanılgılar sizi bu iyiden uzaklaştırıyor. İnsanların mutluluğu elde edeceklerini sandıkları değerlerin onları istedikleri amaca kavuşturup kavuşturamayacağı üzerine kafa yor.
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Duygusal ve ruhsal bir uyanış yaşayan Kitty'nin yaşadıkları ve hissettikleri sevgili yazarımız William Somerset Maugham tarafından muazzam bir şekilde anlatılmıştır. Kitty; 1920'li yıllarda Londra'da yaşayan, annesinin ve biraz da zamanın şartları gereği sadece iyi bir evlilik yapmaya odaklanmasına uğraşılan bir genç kızdır. Odaklanmak belki de hafif bir sözcük olarak bile kalabilir. Hayatının amacı budur, sanki sadece bunun için yetiştirilmiştir. İşte tam da böyle bir ortamda beklenilenin aksine ufukta herhangi bir evlilik olmadığı için Kitty panik yapmış ve sevmediği bir adamla sırf evlenmiş olmak için evlenmiştir. Kitty, bu evliliği yaptıktan sonra yanlış yaptığını anlamış, pişman olmuş, zaaflarını öğrenmiş ve hayata ne kadar sığ baktığını anlamıştır. Lakin bu anlama sürecindeki hayatı biraz zorlu ve sancılı geçmiştir. Somerset Maugham ise bu süreci bizlere akıcı ve anlaşılır bir dille aktarmıştır. Bir uyanışın hikayesi... Keyifli Okumalar!
Boyalı Peçe
Boyalı PeçeW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20162,825 okunma
Reklam
Çünkü umutsuzluklarda zevklerin en yakıcısı bulunabilir. Özellikle durumun çaresizliğinin tam olarak bilincindeyse insan.
Vedalar tam yapılmayınca insan, sürekli olarak zihnini çevreleyen kâbuslarla boğuşur. O sebeple sabır en kadim yoldaştır.
bir ferd pek nâdir olarak kendi hususî meslek ve meşrebinin tesirinden kendi fikrini kurtarabilir. Onun hususî meşrebi tesir ettikçe, tam tamına hakikatı safî olarak ifade edemez. Ferdin fehmi ve manası ona hastır..
Sayfa 89 - envar neşriyatKitabı okuyor
Zihni olarak belli bir erginliğe ve isteğe erişmemize rağmen şayet ahlaki açıdan entelektüel benliğimize hakim olamazsak tam anlamıyla kendimize hakim olmamız da mümkün olmayacaktır
Alfabe bir milletin tarihi "hatırlama" metodu ve tarihte kalma gerecidir. Arap alfabesinin kaldırılmasıyla birlikte Türkiye, tarihinin yazılı olarak muhafaza edilen tüm hazinelerini büyük oranda kaybetti ve sadece bu hamleyle birlikte kendini barbarlık sınırına düşürdü. Buna "paralel" diğer reformlarla birlikte Türkiye'nin yeni nesilleri sırtlarını dayayacak manevi bir dayanak bulamadılar ve bir tür ruhsal boşlukta bocaladılar ve ülke tam anlamıyla hafızasını ve geçmişini yitirdi. Halbuki böylesi bir reform kim ve ne için gerekliydi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.