Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
256 syf.
·
Puan vermedi
Ah Poirot
Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bazen öyle gerçekler vardır ki; yaptığı işe ve adalete deli gibi tutkun insanları bile vicdan muhasebesine götürür. Yıllar önce küçük bir kız çocuğunun ölümüne sebep olan, sonra da ortadan kaybolan cani bir katilin sonunun, asla mışıl mışıl uykusunda ölmek olmasını kimse istemez. Bir gün bu katil bir kompartımanın vagonunda, uyurken cinayete kurban giderse ve bu cinayetin ardında yıllar öncesindrn gelen soğuk bir intikam varsa, bu cinayeti işleyenler suçlıkabul edilebilir mi? Edilirse de gelmeyen adaleti sağladıkları için polislere teslim edilebilir mi? İşte poirot'u bir çıkmaza götüren soru da tam olarak bu. Bir yanı adaletten şaşmayan dedektif olarak doğruyu yapmasını söylerken, diğer insan yanı hak ettiğini bulduğunu söyler ve poirot kendi içinde büyük bir savaş verir. Üstelik cinayeti işleyenler de suçun farkındadır ve hepsi ille biri teslim edilecekse o kişinin kendisi olması gerektiğini söyleyerek erdemli insanlar olduklarını ve cinayeti zevkle işlemediklerini açıkça ortaya koyar.bu anlamda okuyan her insanın da kendisini sorgulamasını sağlayan bir eser. Ayrıca Agatha Christie’nin bu eseri İstanbul Pera Palasta yazmış olması da ayrıca özel kılıyor.
Doğu Ekspresinde Cinayet
Doğu Ekspresinde CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201925,9bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Tarım ilaçlarının kullanımının canlılara zararını anlatan ve bunu anlatırken merak ve gerilimi elden bırakmayan bir kitap. (Hatta gerilimi o kadar iyi hissettirdi ki kitabı okurken sanki o an tehlikedeymis gibi uyuyan kızımın yanına gitmemek için kendimi durdurdum ) Kitap annelerin çocuklarını ne kadar korumaya çalışsa da, doğaya salınan zehirler yüzünden, bunun mümkün olamadığını ve annelerin bu konudaki çaresizliğini Amanda üzerinden okurlara tam olarak hissetiyor. Ah Amanda! sayende benimde yaptığım bir şeyi isimlendirdim: Kurtarma Mesafesi!
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma MesafesiSamanta Schweblin · Can Yayınları · 20211,223 okunma
Reklam
504 syf.
4/10 puan verdi
Acotar???
(Spoiler) İlk kitabını çok beğenmiştim. Uzun zamandır özgün fantastik seriler arayışında olan birisi olarak gerçekten “bayılmıştım”. Her ne kadar arada sırada acotar ile benzerliklerini fark etsem de çoğu yazarın o seriden ilham aldığını göz önünde bulundurup çok da umursamamıştım. Ama işte, ikinci kitap öyle olmadı… Karakterlerin birçoğu öldü, ana karakter ise bunları sadece birinden öğrenip çok da içerlemeyip hayatına devam etti. Dışarıda tonlarca olay gerçekleşirken biz çoğunu uzaktan izledik. Beş yüz sayfalık kitabın dört yüz sayfasında kelimenin tam anlamıyla 2-3 tane olay yaşandı, ne olduysa son yüz sayfada oldu. Sanki bu kitap Lorcan ile Fallon arasındaki eşlik bağını anlatmak ve kabullenme süreçlerini bize okutmak için yazılmış gibi. Ayrıca kitabın sonu = feyrenin tamlin tarafından kaçırıldığı sahne. Seri bütün özgünlüğünü kaybetmiş, çok üzülerek kapattım kitabı malesef ki. Son kitabını mecburen okuyacağım, umarım yazar seriyi kurtarmayı başarmıştır.
Çarpan Yürekler Evi
Çarpan Yürekler EviOlivia Wildenstein · Olimpos Yayınları · 202482 okunma
Hop nerdeyim işte tam buradayım! Herkese merabayın hoş buldum. Nasılsınız a dostlar! Ben yine bildiğiniz gibi hiç bir gayreti meşguliyeti olmayan, aylak aylak gezen, fotoğraflar çeken şarkılar söyleyen biri olarak devam ediyorum hayatıma. Şu sıralar kendimle aram bozuk. Fikirlerimiz uyuşmuyor, sinirliyim kendisine. Bazı gelişmeler oluyor hayatımda :) öncelikle en çok sana selamlar benim kadim dostum, seni unuttuğumu sanmanı hiç istemem! Güzel hadiseler yaşıyorum. Hayır tabi kii şu ünlü olan değil. Neden konuyu uzaklaştırıp duruyorsunuz habire? Her neyse. İş hayatımda birkaç değişiklikler oldu, her şeyin birdenbire kötüye gittiğini düşünürken hayat öyle güzel fırsatlar sundu ki, mutluyum. Bu mutluluğumu burda sizlerin huzurunda beraber yaşamayı istedim. Evet benim için çokta önemli değilsiniz ama evren sizi seviyor, biliyorum. Çok hızlıca müzeyyenle aramı düzeltmem gerekiyor o mu kim? Benim tabii, nioldu da?
9/10 puan verdi
Yaratmanin da bir tehlike oldugunu, eylemlerimiz dogrultusunda toplumu ne yonde etkileyeceginin onemli oldugunu,sanat icin sanat anlayisinin bencil bir durus oldugunu,sanatin anlamini ve bizim ona yukledigimiz anlami,sanatcinin durusu ve kimligi gibi onemli noktalara deginmis Albert Camus.1957 Nobel odul toreni yemegi sonrasi stockholm'daki Hotel Ville'de gerceklesen konusmasi ve yine 1957 de Uppsala Universitesinde verdigi konferans birlestirilip oyle sunulmus okuyucuya.Albert Camus gibi bircok sanatcinin sanat hakkinda bir tanimi var ve farklilik gosteriyor ama herkesin hemfikir oldugu birsey var ki sanatsiz hayatlarimiz tam olarak varolamaz.
Yaratma Tehlikesi
Yaratma TehlikesiAlbert Camus · Can Yayınları · 2021741 okunma
Sordu küçük çocuk bana “Ulaşmayı çok istediğin gökyüzüne ulaşabildin mi,dokunabildin mi yıldızına,görebildin mi masallarda anlatılan ay dedeyi,konuşabildin mi senin gibi gökyüzünde var olmayı istemiş ruhlarla?” Cevap verdim ona “Henüz değil Semuhe henüz değil ama inan bana bir gün gerçekten ulaşacağım oraya fakat şimdi biraz daha kalmalıyım burada ,eksik basamaklarım var çünkü.” Sonra bir ses duydum ve arkamı döndüm “Her zaman eksik basamakların olacak fakat içinde köklerini salmaya devam eden hayalin eksik basamaklarını tamamlaman için gereken enerjiyi her daim verecek sana ve sen ilerlediğine inanacaksın gerçekte ne kadar ilerlediğinin önemi olmadan.” Göremiyordum yüzünü fakat bunun bir önemi olmadığını yalnızca onun da isminin Semuhe olduğunu bilmemin yeterli olduğunu söyledi sonra Semuhe gibi o da gitti ve ben bu gece yaşadığım bu garip olay üzerine düşünmeye başladım nasıl bu kadar benzeyebiliyorlardı birbirine sanki biri diğerinin büyümüş haliydi üstelik isimleri de aynıydı peki ya ben bu denklemin tam olarak neresindeydim neresinde olmam gerekiyordu tüm bu sorularımı konuşmak üzere Elza’yı aradım ve her zamanki yerimize doğru yola koyuldum.
Reklam
Ten yerkürenin yüzeyinde gitgide bir kangren gibi ya­yılıyor. Kendine sınır dayatmayı bilmiyor, başarısızlıklarına rağmen ortalığı kırıp geçirmeye devam ediyor, yenilgilerini fetihler olarak görüyor, hiçbir şey öğrenmedi. Her şeyden önce yaratıcının hükümranlığına ait ve yaratıcı kötücül iç­güdülerini tam da tende yansıttı. Normalde, tenin ona kafa yoranlardan çok onu sürdürenleri ve gelişimini temin eden­leri ezmesi gerekirdi. Ama durum tersine, zira onlar ne tür bir sapkınlığın suç ortağı olduklarını bilmiyorlar. Hamile ka­dınlar bir gün taşa tutulacak, annelik içgüdüsü yasaklanacak, kısırlık alkışlanacak. Doğurganlığa şüpheyle yaklaşan Bogomil ya da Cathari gibi mezheplerde, ortak hezeyana teslim olmayanların büyük umutsuzluğuna rağmen, tüm toplumların oldum olası koruduğu kurum olan evlilik haklı olarak mahkûm ediliyordu. Döllemek, musibeti sevmektir, onu de­vam ettirmek ve arttırmaktır. Ateşi evrenin ilkesiyle ve ar­zuyla özdeşleştiren şu antik filozoflar haklıydı. Zira arzu ya­kar kavurur, yutar, yok eder: Aynı anda varlıkların amili ve yok edicisi olarak kasvetli, özü itibarıyla cehennemidir.
Pdf
189 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bu kitap içimde hep bir sızı olarak kalacak, kendi “ada”mı bulana kadar. Aklımdaki boşlukları tamamladığınız için teşekkür ederim Selim İleri. Tam zamanında yetiştiniz.
Ada, Her Yalnızlık Gibi
Ada, Her Yalnızlık GibiSelim İleri · Oğlak Yayıncılık · 19993 okunma
Tam ve doğru insan olarak ben… Ben kendim neredeyim? Kaşının üstünde Tanrı’nın işareti olan ben, ben neyim?
320 syf.
10/10 puan verdi
Puanım 5/5 (%95/100) Solo Leveling en sevdiğim manhwa olabilir o yüzden tabii ki taraflı olarak bakıyorum seriye. İlk kez 2021de okumuştum ve bayılmıştım. Geçenlerde animesi çıktı ve tam o sırada aslında tekrar seriyi baştan okudum. Animesi de güzeldi zaten. Şimdi webcomic hali de sonunda çıktığı için Türkçe olarak baştan başlamış oldum (light novel hali de çıktı ama ona henüz başlamadım). Bir de tabi 1 hafta önce Solo Leveling mobil ve PC oyunu çıktı. Yani içimiz dışımız Solo Leveling oldu diyebilirim ama ben bu durumdan gayet memnunum. Seri Jinwoo adında bir avcıyı anlatıyor. Kendisi en güçsüz avcı olarak biliniyor fakat bir gün çok farklı bir zindana giriyor ve bütün hayatı değişiyor. Litrpg türüne de giren Solo Leveling böyle bir bilgisayar oyunu gibi adeta, zaten benim de çok sevme sebebim bu. Ama çizimler çok hoş, savaş sahneleri etkileyici, karakterler ilginç ve hikayeyi de ben oldukça beğeniyorum. Ben ilk cildi Varyant kapaklı olarak okudum ve Komikşeyler çok iyi iş çıkarmış. İlk cilt olarak çok hoş bir giriş var seriye ve devam ciltleri çıktığında da 3. kez okumaya devam edeceğim. Solo Leveling candır, karakterler bana bir yazar olarak ilham veriyor cidden.
Solo Leveling Cilt 1
Solo Leveling Cilt 1Chu Gong · Komikşeyler Yayıncılık · 2024188 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.