Vadedilen Kurtarıcı - Faith
#okudumbitti #kitapyorumu
#konusu: Bilim insanı olan Barlas sevgilisi Sezen ile gittiği tatilde orta çağ giyinimli bir grup tarafından kaçırılır. Uyandığında kendi yaşadığı dünyasından çok çok farklı bir yerdedir. Kendisini 21. Yüzyıldan bir anda orta çağda bulan Barlas her iki dünyanında vadedilen kurtarıcısı ve prensi olduğunu öğrenir.
Büyük Ters Köşe
Eveeet, çok büyük bir (argo tabiri ile oturma organı olarak bilinen organ) oluş yaşadım. Kitabın henüz daha ilk sayfalarında bir inceleme yayınladım, incelemeden bir kısmı buraya koyuyorum.
"Lütfen herkes kitap yazmasın. 00:00, Karantina, bunlar ne? Bakın sırf merakımdan başladım kitaba, daha ilk sayfadan nefessiz kalıp Tolstoy kitaplarına sarılmaya gittim..
Sırf insanlar okumasın diye kitabı bitirip incelemeyi güncelleyeceğim, umarım beni şaşırtır ve bu incelemeyi ön yargılı yaptığım için üzülürüm."
Evet incelemeyi ön yargılı yaptığım için üzüldüm sonuç olarak, bir miktar da olsa üzüldüm.
Kitap güzeldi, kötü değildi. Okumayı tercih ettiğim kitaplar arasında değildi normalde, fakat kendi klasmanında başarılı olduğunu düşünüyorum.
Kitapta Nazlı adında bir karakterimiz var, kitap geçmişte başlıyor ve gelecekte geçmişi bulmamız ile son buluyor. Evet yanlış yazmadım, tam olarak böyle yaşanıyor her şey.
Başta ben ne okuyorum, kimi öldürdük aga ne oluyor derken, sonda bütün olaylar çözüldü.
Kitap edebi değer taşıyor mu derseniz, Jane Austen ve William Shakespeare alıntıları hariç edebi bir niteliği yok.
Zaman geçirmek için okunur mu? Kesinlikle. Son zamanlarda dili ağır yazarlara sardığım için bu kitap benim için ilaç oldu, yazarın dili günlük dille aynı, hatta birkaç tane şiir de eklemiş kitaba, bunlar da günlük dil ile yazılmış. Rahat okunan ve zaman geçirmek için ideal bir kitap olduğunu söylemeliyim.
William Shakespeare hayranı olduğum için 7 puan verdim, torpilsiz hali 6/10
Denizin altında yalnız bir yaşamın öyküsünü anlatıyor. Şehir efsanesinin de etkisiyle denizde yaşayan bir su şeytanı söylentisi başlar. Eh, böyle bir söylenti varsa mutlaka bunun peşine düşecek fırsatçı tipler çıkacaktır. Buraya kadar heyecanlı, merak uyandırıcı bir yapısı var fakat bundan sonrası bir aşk hikayesi. Biyolojik birtakım değişikliklerin yapıldığı yönüyse bilim kurgu tarafını oluşturuyor.
Sanırım benim talihsizliğim Dr. Moreau'nun Adası kitabının peşinden bu kitabı okumam. Ana tema olarak benzerlik çok fazla. Aşk hikayesi kısmı maalesef beni çok baydı. Bu açıdan bakarsak ciddi anlamda klişe eski romantik filmler gibi. Yer yer çok sıkıldım.
Çeviride eleştirilecek yerler var aslında ama fazla irdelemiyorum çünkü irdelemeye başlayınca insan kitaptan soğuyor. Meraklısı kurcalayabilir. Şahsi olarak keşke kitabın adı "Su Adamı" yerine "Su Şeytanı" olsaymış diyebilirim. Madem tam Türkçeleştiremiyoruz (ki yapılabilirdi ve çok da hoş olurdu sonuçta bilim kurgu bir eserde okuyucunun kabul edebileceği bir hamle olurdu) o zaman şeytan daha estetik olurmuş.
Benim için ortalamanın bir tık üstünde bir kitap. On üzerinden altı ya da yedi puan arasında gidip geliyorum. Fikir güzel, işleniş yer yer iyi, anlatım biraz yavan, sonu beni pek tatmin etmedi. Dr. Moreau'nun Adası bundan çok daha iyiydi. Heyecan ve gerilim bir an olsun eksik değil. Onu da Hayvan Çiftliği'ne benzetmiştim biraz. Yani üçünün de benzerlikleri var. Birbirini andırıyor. Hayvan Çiftliği'nin siyasi eleştirisi çok daha derin ve düşündürücüydü. Dr. Moreau'nun Adası ise daha çok zeka üstüne kurulmuş, daha farklı.
Bu kitaba muhtemelen çoğu kişi başlamış ama devam etmemiştir. Keşke devam etselermiş.
Kitabın nasıl “alınacak kitaplar” listeme girdiğine uzun süre anlam veremedim. Aldıktan sonrada pek okumaya yanaşmadım. Ama sonra garip bir şekilde kitap beni çekti ve başladım okumaya.
Kitap tam benim sevmediğim tarzdaki kitaplardan gibiydi başlarda. Bir
Sahte balayı kitap yorumu:
Nefretten doğan aşk kitaplarının kölesi olmuş bir insan olarak sahte balayı kitabına bayıldım.
Öncelikle konusundan bahsetmek istersem şansızlık kelimesi ikinci adı olan Olive ikiz kardeşinin düğününde yaşanan talihsiz bir durum sonucu şanslı kardeşinin bedavaya getirdiği balayına gitmek durumunda kalır. Tek sorun talihsiz olaylardan onun gibi kurtulan ve ikizinin kayınbiraderi (en büyük düşmanı) Ethan Thomasla birlikte gidecek olması. Uzun ısrarlar sonucu tarafların kabul etmesi ile beraber Sahte Balayına başlıyoruz.
Harikaydı. Çok ama çok eğlendim. Kitap beni hiç yormadı. Yazarlarımızın kalemi harikaydı. Ethan ve Olive arasında geçen atışmalar, yaşanan olaylar beni aşırı eğlendirdi. Tek sorun balayı kısmından sonra gerçekleşen olaylardan biraz sıkıldığım için yarım puan kırdım ama ordan sonra da çok güzel kitap çok güzel toplandı.
Karakterlerden bahsetmek istersem Ethan ve Olive cidden kafa insanlar. Onlara acayip derecede ısındım. O aralarında çekim, atışmalar falan çok güzeldi. Böyle ilişkilere bayılıyorum.
Unutmadan “Her şerde bir hayır vardır” cümlesi bence tam olarak bu kitaba uygun.
Hem puanının düşük olmasından hem yayın evinin yazarı unutmasından ötürü Pegasus'un bu kitabı çevirmesini beklemiyordum. 1000kitap yorumlarını okuyunca kitabı kötülemelerine şaşırmadım. Kitap gerçekten uçuk kaçık, saçma bir kurguydu. Peki buna rağmen ben neden 8 puan verdim?
Benim eserlerini kendi dilinde okuduğum ilk yazar Julia Quinn idi.
