Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Geçenlerde Cemal Süreya bir kez daha kurşuna dizildi, bizzat gözlerimle şahit oldum. Bu kurşunları atanların çoğu da arkadaşımdır, sevdiğim
Kitabı ilk gördüğüm zaman dikkatimi çeken ismi olmuştu. "Bir Adam Yaratmak" Oysa yaratmak yalnızca Allah'a mahsustur. Üstad nasıl olur da böyle bir şey yazmış diye düşündüm, merak ettim, aldım, okudum ve iyi ki de okumuşum.
Kitabın ana kahramanı Hüsrev ülkede tanınmış bir oyun yazarıdır. Son yazdığı "Ölüm Korkusu" piyesi
Bugün kalemi ile ilk defa tanıştığım bir yazar ile burdayım. İlk demek istediğim yazarın kalemi oldukça akıcı ve anlaşılır. Kitaba gelicek olursak genellikle 70 yıllarda nelerin değiştiğini, farklılıklarını, nasıl olduğunu vs anlatıyor.
Ilk televizyonların çıkışını evlerde nasıl yankı yaptığını ve insanlarda nasıl etkilediğini okumak cidden değişikti. Misafirlikler bitmiş veya davetsiz misafir sayısı artmış televizyonlar için kavga çıkmış vs. gibi.
Çocukların alanların daha özgür olmasının ne kadar güzel olduğunu okumak çok güzeldi.
Onun dışında genelde bildiğim şeyleri okumak beni azıcık sıktı o yüzden dikkatimi çeken şeylere kendimi vererek okudum diyebilirim. Ama bu kitabın şu güzelliği var. Keşke 70 80 ve 90 i 2000 yılların başlarını anlasatsaydıda keşke ilerde açıp okusaydık torunlarımıza' bak bu böyleydi benim zamanımda' diyebilseydik isterdim açıkçası. Ama ilerde çok güzel bir anı kitabı olacağına inanıyorum.
Söz uçar yazı kalır
Kitapliğım da çocuklarıma anı olucak kitaplar biriktirmek istiyorum diyordum. Sanırım tam üstüne bastım
Sizde benim gibi düşünüyorsanız eğer tercih edebilirsiniz.
Sevgiler ️
Kitabın giriş bölümünde anlatıcı “O adamın üç fotoğrafını gördüm” diye başlıyor. Üç fotoğraf bu adamın hayatındaki üç dönemini anlatıyor. Birincisi çocukluk. İkincisi gençlik. Üçüncüsü ise yaşlılık dönemidir.
İlki çocukluk dönemi fotoğrafı “Aslında bu çocuğun sırıtan yüzüne baktıkça anlaşılmaz, rahatsız edici bir huzursuzluk büyüyordu içimde,
Anne kapıyı aç
Başkasının ziline bastım anne
Anne şu kapıyı aç
Düdük çalıyorum
Anne diye bağırıyorum duymuyor musun
Anne bu sesten hiç rahatsız olmuyor musun
Sen benim peşimden koşan kadındın.
Şimdi ben doğduğum köye kadar geldim
Nenemin oturduğu ev yıkılmış
Kırlangıçlar bile artık yuva yapmaya gelmiyor
Anne kapıyı aç
Başkasının ziline bastım