Esmeralda Revüsü gelmişti İstanbul'a. Figüran alacaklarını duydum. Tam oraya gittik. Uzun boyluları alacağız, kısalar gitsin, demezler mi. Hemen ayağımın altına iki paket taşı koydum. Üstüne bastım. Önümde de bir sıra uzun boylu adam. Taşlar görünmüyor. "Sen, sen, sen, diye seçtiler. İsimlerimizi de yazdılar o sırada. Böylece birkaç ay gündeliği çıkarttık gitti. Uzun boyla da ilgili olmayan bir şeydi. İspanyol elbisesi giyip masalarda, oturmaktı görevimiz. Ama yılmamak lazım, ekmek parası için...
Sayfa 118 - Agora Kitaplığı